Sene 1918, memleket işgal altında... İtilaf devletleri Osmanlı'dan kalan son parçayı paylaşıyor!
İki Fransız savaş gemisi, İskenderun Limanı'na demirledi. Komutan İskenderun Katolik Kilisesi papazını şehir hakkında bilgi almak için gemiye davet etti.
Savaş gemilerini İskenderun'daki yabancı uyruklu çocuklar teneke çalarak karşıladı. Sonra silah atarak Osmanlı ambarlarını yağmaladılar...
Günümüzün aristokrat aileleri Makzume'ler, Sayek'ler (CHP'li Selin Sayek'in dedeleri) Butros'lar, Filipe'ler ve Lafente'lerden oluşan bir heyet İskenderun'u temsilen 'hoş geldin' demek için gemiye çıktı.
Fransız komutan, Jozef Makzume isimli şahsı İskenderun'a belediye başkanı yaptı.
Şehirde kadastro çalışmaları başlatıldı.
"Hoş geldin" heyetinde bulunanlara daha sonra "Fransız kadastro piyangosu" vurdu.
Fransızlar Arsuz'un dörtte üçünü Sayek ailesine, geri kalanını da 'hoş geldin heyeti'ndeki diğer ailelere verdi.
Sayek'ler ve Makzume aileleri böyle zenginleşti.
Günümüzde tapuda hâlâ Fransızların yaptığı kadastro kullanılıyor.
***
Sayek ailesi, düğünlerini
ABD'de yapar, çocuklarını da orada doğurur! Nedeni belli.
Fransızların Arsuz'u tapuladığı Sayek ailesi topraklarını parça parça satıp parayı ABD'ye transfer eder...
Sayek'lerin ve diğer ailelerin Fransızlar eliyle gasp ettikleri arazilerde şehit ve gazilerin hakkı var.
Sayek'ler soylu muamelesi görür, çünkü CHP'lidirler...
İktidar olmaları halinde şirketlere el koyacağını söyleyen CHP'li
Selin Sayek Böke,
New York doğumludur... CHP bu tip devşirmelerle ve PKK'lılarla dolu.
Arsuz'daki arazi vurgununun altından eskiye dayalı daha vahim olaylar çıktı.
Sahte belgelerle el değiştiren araziler
Corcet Sayek'e ait değil, Circi Seman oğlu Yakup'a aittir. Arşiv belgeleri, nüfus kayıtları ve veraset belgeleri eldedir.
Bir diğer tarafları da
Kostantin Zirek'tir.
1959'da
'Oksit' olan soyadlarını
Zirek olarak değiştiren şahıslar, gerçek Zirek'in mallarına çökmüştür.
Bu çökme işini Sayek'lerin başka bir kolu da yapmıştır. Sizin anlayacağınız iş gayya kuyusu kadar derindir, deştikçe ortaya pis kokular yayılmaktadır.
***
PKK'nın giremediği tek yer Trabzon'dur...
Trabzonlu Ekrem İmamoğlu ise maalesef PKK ile kol koladır. PKK destekçisi DİAYDER'in 8 yöneticisini İBB'ye almıştır.
Yani oy için PKK ile kanka olmuştur.
PKK elebaşısı Duran Kalkan ittifaka
'dağılmayın' diye yalvarıyor. Örgütün ağır darbe aldığını itiraf eden PKK'lı çakal,
"Çok kritik bir dönemdeyiz. Erdoğan bizi hepten bitirecek" diyor.
Bay Kemal ise PKK'ya
'kalkan' olmayı sürdürüyor.
Bunlara verilecek her oy, PKK ve FETÖ'ye özgürlük getirecektir!
Bir önceki yazımda CHP'li Zeydan Karalar'ın '
Başkent Pres Çelik'i aldığını yazmıştım...
Adamın belediyeyi çıkarı için kullandığını belirtmiştim. Milleti düşünseydi eski adı "Devlet Bahçeli" yeni adı
15 Temmuz olan köprüyü yapardı.
Utanmadan açıklama yollamış! Satın aldığı şirketin 2008'de kurulduğunu söylemiş.
"Büyükşehir'e başkan olmadan önce şirketim vardı" demeye
getirmiş. Bizi de Adana halkını da aptal
yerine koymuş.
Şirketin kuruluşu eski iddiamız bu değil ki. Zeydan efendi şirketi Eylül 2020'de almış... Yani başkan seçildikten bir yıl sonra şirkete yağdırmış parayı.