Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERSİN RAMOĞLU (GÜNEY)

Çete ve işbirlikçileri Arsuz’a iyice çöktü

Yetkililer uyumaya devam etsin...
Çete atı almış Üsküdar'ı geçmiş bile...
Arsuz olayı vahim hata ve hukuksuzluklarla dolu. Suç teşkil eden eylemler söz konusu...
Ama bakan, dert eden yok!
Nerede bu ilin yöneticileri, savcılar nerede?
Yabancı uyruklu uyduruk kişiler ve onlara yardım eden yerli işbirlikçiler suç örgütü kurarak devletin taşınmazlarına çöktü...
Alooo sesimi duyan var mı?
Arsuz'u parsel parsel satıyorlar...
Avukat Necati Yıldız gibi vatan sevdalıları aranıyor alooo!
Halen yürürlükte olan 1062 Sayılı Mukabele-i Bilmisil Kanunu ile 1939'da Suriye uyrukluların Türkiye'deki taşınmazlarına devlet el koydu. El konulan taşınmazlar ne satılabilir ne devredilebilir, miras yolu ile bile intikal de ettirilemez.
Ama bu kanuna rağmen çete, binlerce dönüm araziyi sattı!
Çete, devletin el koyduğu arazileri idare mahkemesinin ihanet gibi kararıyla parsel parsel ele geçirmeye başladı.
25.09.1967 tarihli Bakanlar Kurulu kararı ile el konulan taşınmazlarla ilgili 'Yönetmelik' ortadayken hem de... Yönetmeliğe göre 1939, 1942 ve 1957 tarihli Bakanlar Kurulu kararları gereği tapulara konulmuş şerhler devam etmeliydi.

***

Bi kere dava açanlarla tapuları devredenler aynı kişiler değil.
Davacı Corcet Sayeg (Georgetta Sayegh) Suriye uyruklu olmadığı Lübnan uyruklu olduğu iddiasıyla mahkemeye başvurdu.
Mahkeme Sayeg'in araziler üzerindeki şerhi böyle kaldırdı.
Sayeg'in daha önce Danıştay'a açtığı dava reddedilmişti.
Kesinleşmiş karara rağmen aynı konuda tekrar dava açıldı.
Çete durmuyor, doymuyor da...
Parayı gören ilgililer de kanunu takmıyor.
Lübnan İçişleri Bakanlığı nüfus idaresi, Corcet Sayeg'in 1938'de Lübnan uyruklu olduğuna dair sahte bir belgeyi mahkemeye sundu. Halbuki o tarihlerde Lübnan diye bir devlet yoktu! Lübnan devleti 1943'te kuruldu. 1996 tarihli bu 'belge'nin sahte olduğu anlaşılınca 2002 yılında tapuya tekrar şerh kondu.
Bu arada taşınmazların çoğu da gitti. İdare mahkemesinin istediği bilgileri davalı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın yerel yöneticileri mahkemeye sunmadı.
Bu arada Metin Yıldız'ı soranlar var. Her şeyin sırası var, biraz sabır!

***

İskenderun, Arsuz, Payas şeytan üçgenine benziyor...
Kepazelikler diz boyu. Devleti dolandıranlar da.
İskenderun Teknik Üniversitesi'nde yaşanan tecavüzler var.
2014'te Payaslı bir demir tüccarının sahte faturalarla 3 katrilyonluk vurgununu yazmış, devletin Nursan Holding patronu İlyas Keleş'e 500 milyon lira ceza kesmesine sebep olmuştum.
Erol Evcil ve Hüseyin Eryılmaz'a yönelik 'Demir Yumruk' operasyonu da aynı gerekçe ile yapıldı.
Payas'ta naylon fatura işi devam ediyor. Bu sahtekârlarla maliyeciler ortak galiba...
Hüseyin Eryılmaz'ın İskenderun hâkimi C. ile sevgili olması bölgede tuzun bile koktuğunu gösteriyor...
Şimdi de karşıma Mahir Taner diye biri çıktı...
Mahir Taner büyük bir servete sahip... Günde 40 kamyon demir satıyor ama devlete bir kuruş vergi vermediği iddia ediliyor. Maliyeciler adama özellikle mi göz yumuyor?
Taner kâğıt üstündeki şirketleriyle de İSTO yönetimini elde tutuyor.
Hikâye çetrefilli, buna devam edeceğiz.


Not:
İpek Sabah kimdir? CHP'li Zeydan Karalar bu kadını mebus yapacak diyorlar. Öyle mi gerçekten? Eğer öyleyse Karalar'ın skandallarının sonu gelmez!

Teşekkür...
Adana Sağlık Müdürü Dr. Halil Nacar, Dr. Fazıl Yontar, Dr. Işık Gürkan ve Dr. Alim Çökük'e her hastaya gösterdikleri ilgiyi, eşime ve bana da gösterdikleri için şükranlarımı sunarım...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA