6 Şubat 2012'de "Bunlar mı gazeteci" başlığıyla Dilşah Ercan'ın gazeteci olmadığını yazmıştım. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun ısrarla PKK'lı teröristi 'gazeteci' diye millete yutturduğunu belirtmiştim.
Yine gazeteci diye kamuoyuna açıklanan bazı isimlerin işledikleri suçları da yazmıştım.
Yorum Gazetesi çalışanı Dilşah Ercan, polise molotof kokteylli saldırıda bulunmaktan gözaltına alınmıştı.
Yazdıklarıma kimse inanmadı.
Yıllar sonra CHP'nin 'gazeteci' diye millete yutturduğu Zozan kod adlı Dilşah Ercan'ın önceki akşam ne yaptığını gördünüz. PKK'lı kadın terörist, Mersin'de polis memuru iki çocuk babası Sedat Gezer'i şehit etti, bir polisimizi de yaraladı.
Mutlu musunuz CHP'nin üst yönetimi ve Vahap Seçer efendi?
Ya sen Ali Mahir efendi?
Kadın terörist yıllarca Mersin'de "gazeteci" kimliğiyle dolaştı. Kim bilir nerelere girip çıktı, başka neyin peşine koştu? Mersin'de PKK'lıları deşifre eden polisten böyle mi intikam aldınız!
Lanet olsun sizlere!
Daha önce "PKK'lılardan kurulu 'infaz timi' Mersin'de iş bitiriyor" dedim, Başkan Seçer "Yok" dedi!
Kim bilir seçime kadar daha kaç saldırı planlandılar? Bu kez hedefte kimler var?
Vahap Seçer utanmadan, şehit polisimizin cenazesine de gitti.
Meral Akşener ve Kemal Kılıçdaroğlu'nun birkaç oy için yüz verdiği PKK terör örgütü, Mersin'i böyle ikinci Kandil'e çevirdi.
CHP'li yerel yöneticiler de onlara iş ve aş verdi.
***
Yeni CHP, cinayetin, rüşvetin ve tacizin adresi oldu. CHP eski Gençlik Kolları Başkanı ve İl Yönetim Kurulu üyesi Av. Güven Özdemir, engelli kadın meslektaşını taciz etti.
***
ARSUZ'DA BİR TAPU TEZGÂHI
Libya'nın devrik lideri
Muammer Kaddafi'nin oğlu
Seyfülislam Kaddafi ve Abdullah
Gül'ün oğlu ile ortak olduğu iddiaları
ayyuka çıkan
Metin Yıldız isimli bir şahıs şimdi de çiftçilerin
arazilerine dadandı.
Metin Yıldız,
İskenderun'un ünlüsüdür(!)
Onu en iyi İskenderun'un en baba belediye başkanı olan
Mete Aslan tanır.
Mete beyin anlattıkları küçük dilinizi yutturur size.
Bir memur mevzuata aykırı işlemi niye yapar?
Yüklü miktarda rüşvet alınca değil mi?
Galiba bu da öyle oldu...
Çünkü tapu memurları uyduruk bir vekâletle yüzlerce dönüm araziyi randevu almadan bir gün içinde
Metin Yıldız, Sinan Kirmit ve
Davut Bayar'ın üstüne geçirdi.
Arazileri elinden alınan çiftçilerin umudu Başkan Erdoğan!
Kara para aklamakla da suçlanan
Metin Yıldız'ın adı
"Ramses" lakaplı Mısır uyruklu işadamı
Ramzi Matta'nın öldürülme olayına da karışmıştı.
Sahte belgelerle arazilerin el değiştirdiğini söyleyen avukat
Haydar Gökpınar, tapuların iptali için dava açtı.
Gökpınar, Beyrut'tan alınan mevzuat dışı bir belgeyle yüze yakın yerel çiftçinin arazilerinin çetenin eline geçtiğini belirtti.
***
Metin Yıldız ve iki emlakçı arkadaşı, 275 milyon lira değerindeki araziye mevzuata aykırı bir vekâletle sahip oldu.
1939'da Hatay'ın Türkiye'ye ilhakı sonrası Suriye uyruklu kişilere ait taşınmazlar devlet kontrolüne geçti...
Bu durumu öğrenen açıkgözler, Setrak isimli şahsı Beyrut'a göndererek uyduruk bir vekâlet edindi.
Tapu memurları da bu vekâlete dayanarak arazileri ilgili şahıslara tapuladı.
Şimdi görev yerleri değiştirilen tapu memurları da bu vekâlete dayanarak ilgili şahısların üzerine geçirdi.
Oysa Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü Yabancı İşler Daire Başkanlığı'nın genelgesine göre, yurt dışında düzenlenmiş bir vekâletnamenin tapuya esas alınabilmesi için vekâletnamenin Türk konsolosluklarınca düzenlenmiş olmasını şart koşuyor.
Ve vekâletin ülke lisanında olması, vekâleti verenin fotoğrafının da belgede bulunması gerekiyor.
Oysa Beyrut'tan alınan vekâletnamede ne fotoğraf var, ne de ilgili noteri Türk Konsolosluğu tanıyor...
Yüzlerce insanın arazisi işte böyle hokus pokus oldu.
NOT:
İskenderun emniyetinden pis kokular geliyor. Haftaya...