Dersimli Kemal öğrenci iken çekingen ve pısırık bir gençti.
Lenin kasketi takar, fotin ve parka giyer, favorileri uzun, sarkık bıyıklının biriydi. Amfilerde esip gürler, ama baş başa kalınca sessizliğe gömülürdü. Tezatlar yaşayan oryantal bir tipti.
Üniversite yıllarındaki bu yanar döner halleri, ikircikli duruşu ve duruma göre vaziyet alması adını 'Çarkçı Kemal'e çıkardı.
Bay Kemal, sonraları çok agresifleşti ve 'yalan' siyasetine sarıldı.
Menfaati gereği evrensel değerleri bile takmaz oldu. Mesela CHP'li tacizcileri koruması gibi, polis ve asker katilleriyle birlik olması gibi.
Dün utanmadan 8 Mart Kadınlar Günü'nde süslü mesajlar yayınladı. Yanardöner hallerinden hiç vazgeçmedi.
Milli konularda da önüne ve arkasına bakmadan konuştu. Hiç mi düzgün bir şey yapmaz bu hükümet arkadaş?
Rusya, Ukrayna ile müzakere için Erdoğan liderliğindeki Türkiye'yi seçti.
Sen ne yapmaya çalışıyorsun Bay Kemal?
Adam ülkenin bekasını değil, kendi menfaatini düşünüyor. Böyle birinden ne köy olur ne de kasaba.

***

Kemal Kılıçdaroğlu gençliğinden beri yalan söyleyen, yalanı anlaşıldığında ise çark eden biridir.. Okul arkadaşları ona boşuna 'Çarkçı Kemal' demedi.
Yazar Süleyman Yeşilyurt, adamın kitabını yazdı. Meğer neler yapmış neler!
Dersimli Kemal çete üyesi 6 arkadaşı ile birlikte şimdi milleti kandırmaya çalışıyor...
Bunların hiçbirine güvenilmez! Anında milleti de memleketi de satarlar...
Ali Babacan'ı kim bilirdi.
Ya Ahmet Davutoğlu'nu?.
Ahmet efendi başbakan olacağını rüyasında görse inanmazdı... Bu iki vefasız, onları makama getiren Reis'e çemkiriyor..
Sebep ne, sebep?!
ABD parayı verip düdüğü çaldırdığı için olmasın sakın!
Ali Babacan Fulbright bursu ile ABD'de eğitildi. FETÖ'nün 17-25 Aralık operasyonu başarıya ulaşsaydı, AK Parti'nin başına geçirilecekti ama millet izin vermedi..

***

Akrep Nalan ecelin geldiğini şu acı sözlerle duyurdu:
"Yine delik deşik kollar.
Yine bulunamayan damar yolları.
Yine yarım yamalak alınan nefesler.
Ciğerler su toplamış buzlanma da varmış.
Gözlerde sarı nokta.
Kulaklarda işitme kaybı.
Bağırsaklar kilitlenmiş sıkıntı var.
Dayanılmaz kas ağrıları.
Neticede sevgili dostlarım... Geliyor gelmekte olan..." Kılıçdaroğlu ve ekibi, Akrep Nalan'ın ölüme giderken söylediği son cümleyi maalesef çirkin siyasetine alet etti.
Tarkan'ın şarkısı için de aynısını yaptılar.

***

Ama Kılıçdaroğlu'nun siyasi hayatının bitmesine az kaldı. Yalan ve dolanla halkı aldatmasının hesabını millet soracaktır...
Adam dünyanın gıpta ettiği SİHA'lara bile kulp taktı be!.
'Helalleşme' yalanıyla da milletten intikam alacak.
Onun başını da İmamoğlu yiyecek!
İmamoğlu'nu ise millet götürecek! Kavganın alenileşmesine az kaldı.
Kılıçdaroğlu eskiden beri talimatla çalışır.
Askerden emir almaya 12 Mart döneminde başladı... İlk işi Çapa Tıp Fakültesi'nin muhasebesine el koymaktı.
Sonra CHP'yi Deniz Baykal'ın elinden alıp ABD ve FETÖ'ye teslim etti... Dostu ve ortağı Meral Akşener ise MHP'yi ikiye böldü...
Diğerlerini anlatmaya lüzum yok!
Şimdi hepsi Ukrayna üzerinden Türkiye'ye tuzak kuruyor... Pandemi sürecinin bitmesiyle birlikte, Akdeniz'in tamamında büyük bir kavga başlayacağı belliydi. Karadeniz zaten gergin, Ortadoğu ise karışık. Balkanlar üzerinden Türkiye'ye gelen baskı daha da artacak.
Türkiye'de bir "otorite boşluğu" isteniyor. Neyse ki başımızda Reis var. Bay Kemal olsaydı, yanmıştık vallahi. SSK gibi Türkiye'yi de yakardı...