Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanlığı makamına bile bile saldırıyor.
Amacı milleti kışkırtmak!
Ateşle oynuyor!
Ülkeyi önce kan gölüne çevirip darbeye giden yolu açacak, 15 Temmuz'da FETÖ'nün yarım bıraktığı işi tamamlayacak!
Hesabı bu!
Cumhurbaşkanlığı makamı, devletimizin varlık ve egemenlik alametlerindendir.
Tıpkı Bayrak gibi...
Tıpkı İstiklal Marşı gibi...
Bunlara saygı duymayana had bildirilir.
Adam milleti kendine saldırtacak.
Sonra mağdur ayağına yatacak!
Öğrenciliğinde de böyleydi.
O zamanlar da epey dayak yemişti.
Dil Tarih Coğrafya Fakültesi'nin önünde bir eyleme katılmış, koluna giren iki kişi tarafından Numune Hastanesi'nin karşısındaki Ticaret-Turizm Yüksek Öğretmen Okulu'na getirilmiş orada darp edilmişti.
Şimdi aynısını istiyor.
Çünkü Kılıçdaroğlu'nun kullandığı o ifade Cumhuriyeti, demokrasiyi ve milletin iradesini hedef alan tehlikeli bir sözdür...
Özür dilemiyor hakarete devam ediyor.
Milletin iradesini yok sayan bu şaibeli zihniyetin demokratik siyasette yeri yoktur.
Bay Kemal "sözde Cumhurbaşkanı" sözünü milletten özür dileyerek geri almazsa saygı beklemesin.
Milliyetçilik dersi vermeye kalkan Kılıçdaroğlu'nun, PYD, PKK, YPG ve FETÖ hakkında destekleyici konuşmalarını kimse unutmadı.
Ankara'nın Çubuk ilçesinde şehit Yener Kırıkçı'nın cenaze töreninde yediği o yumruk böyle davranışının sonucudur.
Hiç bir şekilde şiddeti tasvip etmem!
Ama insan kendini de taşımasını bilmeli!
***
Dün de söyledim!
Kılıçdaroğlu FETÖ'nün yarım bıraktığı darbeyi tamamlamakla görevli sanki.
Galiba milleti kışkırtarak, sokaklar karışsın, sağ sol çatışmalarının yaşandığı günlere dönülsün istiyor.
Kendi ve ekibi buna çalışıyor!
Boğaziçi Üniversitesi'ndeki rektör atamasını kullananlara bakın.
Amaç üniversiteleri karıştırmak.
DHKP-C'li Canan Kaftancıoğlu yanına aldığı teröristlerle üniversite kapısına dayanmasının başka izahı olabilir mi?
Sözcü, Cumhuriyet, Oda TV ve ABD'den beslenen internet medyası yalan haberlerle ülkeyi karıştırmak istiyor.
Kasetle gelen, yalanı yaşam biçimi edinen, ülkesini yurtdışına şikayet eden, terör örgütlerinin söylemlerini kullanan, düşman olduğu dini değerlere takiye ile yanaşan, kendisinden olmayanları ötekileştiren Kılıçdaroğlu'nun sözleri teröristlerin 'barış' sözüyle aynıdır.
Özgür Özel, KK'nın yolundan gidiyor.
"Devri sabık" oluşturma peşindeler.
Yapılan Menderes'e karşı oynanan kurnaz bir İnönü oyunudur.
Aynı oyunu şimdi Reis'e karşı oynuyorlar millet bu oyunu bu defa yemez ama.
***
Kılıçdaroğlu kızınca susarmış!
Bir röportajında; "Eşime kızdığım zaman konuşmam. Konuşmadığım zaman o benim bir şeylere kızdığımı anlar…" demiş...
Şimdi ise kızınca hakaret ediyor.
Bir de 'siyaseti kavga üzerine yapmamalı' demiş.
Yine yalan konuşuyor.
Aksine hır çıkarmak için fırsat kolluyor!
Niyeti milleti birbirine kırdırmak!
Karanlık odanın fitneci başı Soner'e "Ben karşımdaki kişiye kesinlikle saygı duyarım" demiş.
Bu da yalan!
Ona "Yalancı Kılıçdaroğlu" demenin pek bir anlamı yok artık!
Adam arada sırada yalan söylese neyse.
Ama bu, hiç doğru söylemiyor ki.
Kılıçdaroğlu'nun son günlerdeki Erdoğan'ı hedef alan yüksek perdeli çıkışlarının asıl sebebi seçmenini elde tutmaktır.
Çünkü anketler CHP'yi yüzde 16.7'larda gösteriyor!
Muharrem İnce de parti kuruyor.
KK'ya ciddi sıkıntı çıkaracak!
Saadet ise yan çiziyor.
Meral hanım 'Aday benim' diyor, bu durum Bay Kemal'i kırmızı gören boğa gibi saldırganlaştırıyor.