Rahmetli ninem; "Yer-gök yeminlidir, gizli saklı hiç bir şey kalmaz" derdi.
Öyle de oluyor.
İhanet ve entrikalarla dolu çuvalın ağzını Ümit Özdağ açtı.
Gerisi çorap söküğü gibi geliyor.
Bu bir FETÖ filmidir ve Yeşilçam sineması yanında solda sıfır kalır.
Kayı Holding'in patronu Coşkun Yılmaz 2016 Kasım'ında Diyarbakır'da FETÖ'den gözaltına alındı...
8 gün sorgusu sürdü.
Tutuklama talebiyle sevk edildiği mahkeme 'adli kontrol' şartıyla herifi serbest bıraktı...
Yılmaz'ı bir yıl adım adım izleyen polisler mahkemenin bu kararına isyan etti.
Holdingin Cezayir Ülke Müdürü Yalçın Lokmanhekim patronun dışarı çıkmak için bin türlü dolap çevirdiğini şirket müdürü Zafer Cengiz Sorkun'a bir çok kez anlattı.
Diyeceksiniz ki Özdağ'ın açıklamaları ile Kayı Holding'in patronunun ne alakası var?
Hemen anlatayım!
Diğer işlerini tasfiye eden Coşkun Yılmaz devlet hastanelerinin laboratuvar, kanser teşhis ve görüntüleme işlerini yapıyor.
Hem de zarar denilecek bir fiyata.
Neden acaba?
Ya yapılmayan analizleri yapıldı gibi gösterip devletin parasını indira gandi yapıyorlar, ya da bu çok önemli genetik bilgileri MOSSAD ve diğer istihbarat örgütlerine veriyorlar.
FETÖ'den yargılanan birine bu işler nasıl verildi anlamadım?
MİT bu firmayı hiç mi incelemedi?
50 milyon Türk'ün şifresi adamın elinde.
Bu bilgilerle düşman Türk milletine her türlü kötülüğü yapabilir.
İstediğini öldürebilir, kimse de cinayet olduğunu anlayamaz!
Laboratuar ve görüntüleme işlerini İngiltere menşeli Royal Medical yapıyor...
Nasıl kuşku duymazlar?
***
Kayı Holding'in patronu Coşkun Yılmaz CIA ajanı Enver Altaylı'nın kardeşi Taha Altaylı ile birlikte ortak bir çok iş yaptı.
Onlardan biri Kazakistan'daki ABD Büyükelçilik binasıdır.
ABD her önüne gelene elçilik binası yaptırmaz...
Demek ki referansları kuvvetli.
İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu'nun kardeşi Oruç Burak Kavuncu Coşkun Yılmaz'ın ortağı Orhun Kartal'la birlikte iş tutuyor.
Buğra Kavuncu'nun babası Orhan Kavuncu ise FETÖ'nün ATO imamı Ayhan Atalay ile yakın ilişki içindeydi...
Buğra Kavuncu şimdi istediği kadar 'Ben FETÖ'cü değilim' desin.
Diğer dayısı Taha Altaylı, Almaata'da Fethullah Gülen adına bir lokanta açmıştı.
Adı da 'G-Balık'tı.
Gülen'in 'G'si özellikle vurgulandı.
Kavuncu bunları nasıl izah eder?
Ya FETÖ'cü İsmail Kavuncu'yu...
İsmail Kavuncu, Muammer Çalışkan'ın kız kardeşiyle evli.
Çalışkan da "FETÖ üyeliğinden" 5 yıl ceza almış.
Mehmet Sami Erdem meselesi var!
O da Muammer Çalışkan'ın öz dayısı.
Sami'nin oğlu İYİ Partili Bahadır Erdem.
Adam darbe gecesi FETÖ, Leyla Zana ve Öcalan'a destek için attığı yığınla twit var.
Buğra Kavuncu bol keseden atıyor...
Akşener de ona toz kondurmuyor.
***
İP'li Kavuncu ve Bahadır Erdem'in FETÖ'cü olduğu iddiaları CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nu da bayağı korkutmuş.
'Erken seçim' çıkışları bundan.
Amacı gündem değiştirmek.
Kurduğu ittifak çatırdıyor çünkü.
Geceleri gözüne uyku girmez oldu.
Güya ABD Başkan adayı Joe Biden'in desteğiyle Reis'i devirecekti.
İP'teki FETÖ çatlağı bu hayalini bitirdi.
Aklınca milleti cambaza baktıracak.
Oysa seçime daha üç yıl var.
Yani erken seçim ihtimali sıfır!
Reis istemeden TBMM'nin seçim kararı alabilmesi için 360 milletvekili şart.
Muhaliflerin sandalye sayısı ise 176.
Devlet Bahçeli tavrını koymuş; "Erken genel seçim 2023'te" demiş bi kere...
Kararından dönmez!
Kılıçdaroğlu boş konuşuyor.
Niyeti FETÖ iddialarını İYİ Parti'den uzak tutmak.
Ama ne yaparsa yapsın İYİ Parti dönüşü olmayan bir yola çoktan girdi.
CHP de ondan aşağı değil.
Hem oradaki sıkıntı daha fazla...
Çünkü şimdiden CHP iki ayrı parti doğurmak üzere...