Ah güzel anam!
Hasretinin bizi nasıl yaktığını bilsen dayanamaz gelirdin.
Dile kolay; tam 14 yıl oldu gideli.
Günde üç kez konuşurduk!
Sabah arar sorardım hatırını, sonra öğle sohbetlerimiz başlardı… "Hadi uşağum işin vardır" der, kapardın telefonu… Ama akşamları uzun konuşurduk… Her şeyden bahsederdik… En çok da çocuklardan.
Şimdi sadece rüyamda görüyorum seni.
Buna da şükür.
Kolenli'nin taşı toprağı dile gelse de seni anlatsa… Evin ve çocukların için verdiğin o şanlı mücadeleyi.
'Ana' ne demektir anlasa herkes.
Öylesine dik, öylesine sarptı ki inekler için ot kestiğin yamaçlar.
Sana bakarken yüreğim titrerdi.
Ayağın bir kaysa İstala deresine cansız inerdin.
Allah korurdu seni ama.
Ne zor bi hayatın varmış be anam… Evde dört çocuk, ahırda da 3 inek… Toplam yedi nüfusa tek başına bakardın… İneklerin sütü ve yağıyla beslerdin bizi… Ot biçerken bazen eline diken batardı… Çividen farksızdır bizim oraların dikeni.
7 numaralı gaz lambasının ölü ışığında elini uzatır "dikeni çıkar uşağım" derdin.
Lambanın ışığında dikeni zor görürdüm.
Gaz yoktu, gaz!
Hatta tuz bile… Perşembe günleri gelen gazyağını almak için sabahın köründe kuyruğa girerdim… Ama ne kuyruk… Sadece gaz kuyruğu yoktu...
Yağ, sigara un kuyruğu da vardı.
Hatta tuz kuyruğu bile… CHP'li yandaş gazeteci İrfan Değirmenci, Ankara'daki "Halk Sebze" çadırı önünde provokasyon için; "Türkiye neden bu duruma geldi" diye sorunca aklıma geldi.
Çadırdaki yaşlı vatandaşlar da eski yokluk günlerini hatırladığı için CHP'li gazeteciye kızdı.
***
Kemal Kılıçdaroğlu elinde 'adalet' yazan bir pankartla İstanbul'a kadar yürümüştü.
Yanına PKK'lılar ile FETÖ'cüleri de almıştı.
Önce Güvenpark'a gelmiş, "Diktayla karşı karşıyayız" demişti şov yaparken.
Sonra yola düşmüştü.
Diktatörün dik alası kendisiymiş meğer.
Tıynetine göre adaylar gösterince bu kez 'Kırmızı yelekli' CHP'liler adalet için düşmüş yola.
İcraatlrıyla 'Kırmızı Yelekliler'i yarattı Bay Kemal.
Kılıçdaroğlu'nu onlar yiyecek.
Küskünler "Hak, hukuk, adalet" sloganı atarak çıktı yola.
Onlar da slogan çok:
"Bıçak kemiğe dayandı!" "Artık yeter diyoruz!" "Adaletin olmadığı bir partide olmak istemiyoruz." "Diktaya karşıyız." "Herkes bilsin, bir dikta yönetimiyle karşı karşıyız." "Adalet! Adalet! Adalet!" "CHP'de adalet ve demokrasi isteyen herkes için bu yürüyüş." "Hep beraber mücadele edeceğiz!"
***
Bir kartpostal gibi aklıma düştü çocukluk ve gençlik yıllarım… Koşturduğum sokaklar, Fındıklığın kabanı su taşıdığımız Şolen, ifterilerle dolu çay bahçemiz, çamurdan araba yaptığımız günler ve salıncak kurduğumuz dut ağacımız… Ve anacığımın boncuk boncuk terleri.
Dut ağacı şimdi yerinde yok ama!
1974 Kıbrıs Barış Harekatı...
Evindeki un çuvalını sırtlayıp Mehmetçik'e vermek için askerlik şubesine akın eden insanlar.
Daha dün gibi hepsi gözümün önünde...
Gaz ve benzin kuyrukları da… Sonra yağ ve tüpün karaborsa satılması.
Bu kuyruklar; biber ve patlıcanla milleti keklemeye çalışan CHP'nin eseriydi...
Mehmetçiğin PKK için kullandığı mühimmatı iyi ki dışardan almıyoruz.
Bize tek bir bomba bile vermezlerdi.