Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERSİN RAMOĞLU (GÜNEY)

Belçika eski Türkiye gibi

1980'li darbe yılları…
Garnizon Komutanı Cem Ersever…
Namı diğer 'Yüzbaşı Cem…'
Kısa boylu biri.
Ama dehşet bir adam.
Mesela beni iki kez vurmaya kalktı.
Cesaretimi böyle ölçmüş güya!
Manyak herif!
Kurşun saçlarımı yalayıp geçiyor, yanık kokusu burnumda adam cesaretimi ölçüyor!
Kafamı bir milim oynatsam beynim dağılacak!
Bu manyaktan Karadeniz insanı çok çekti.
Bölgede ne işkenceler yaptı bilseniz.
12 Eylül günü memleketteydim.
O sabah radyoda darbe bildirisini dinleyen babam 'darbe oldu' diyerek bizi uyandırdı.
Darbe lafı bile bizi korkutmaya yeter.
Çünkü bizim evde 1960 ihtilalinin acı izleri var.
DP Trabzon mebusu olan amcam Yassıada Mahkemeleri'nde Menderes'le birlikte idamla yargılandı.
Neyse.
12 Eylül Cuma gününe denk geldi.
Sokakta olan tek canlı, tek gazeteci benim.
Yolda Saral ailesinin önderlerinden Hakkı Sarıalioğlu'na rastladım.
Beni görünce;
"-Torun Cuma namazını kılamayacak mıyız?" dedi.
"-Hakkı dayı Cem yüzbaşı geziyor. Sana takmış biliyorsun. Eve geri dön" dedim.
Ağlayarak gidişi hala gözümün önünde.

***

Daha sonra Hakkı Dayı ile müftümüz Numan Kama el ele vermiş yetişkinler için bir Kur'an kursu açmıştı.
Talebeler arasında ben de varım…
Kur'an hocamız Mehmet Öztürk'tü.
Bize Kur'an okumayı sevdiren adamdı o.
Kurs bitiminde hoca kayboldu.
Ama gülen yüzü aklımdan hiç çıkmadı.
O da beni unutmamış…
Sosyal medya üzerinden buluştuk.
Mehmet Hoca, meğer Belçika'ya gitmiş.
Oraya yerleşip çoluk çocuğa karışmış.
Geçenlerde hastalığı için Türkiye'ye geldi.
Mesane ağrısı çekince önce oradaki doktoruna gitmiş, o doktor da onu bir bevliye uzmanına havale etmiş.
Ama uzmanda sıra çok.
İki ay sonrasına ancak gün alabilmiş.
Aynı eski Türkiye'de olduğu gibi.
Ağrıdan çok kıvranmış Hoca.
Sancıları artmış.
Randevu günü doktor hocayı klasik muayene etmek istedi.
Sonra da mesaneden parça alacağını söyledi.
Hoca klasik muayeneyi istemedi.
Ve Türkiye'ye geldi.
Modern hastanelerde kontrolleri yapıldı.
Sıra beklemeden hem de.
Tertemiz lüks hastanede tetkikleri yapıldı.
MR'ı çekildi, ondan parça, marça alınmadı.
Belçika'daki sağlık sistemi, Kemal Kılıçdaroğlu'nun SSK dönemi gibi.
Hoca "Türkiye'nin gelişip gelişmediğini dışarıdan gelenlere sorun" diyor…

***

Gerçekten de öyle…
AK Parti'den önce doğru düzgün yol yoktu.
Terör almış başını gitmişti.
Çöp dağları ve susuzluk insanları canından bezdirmişti.
AK Parti öncesi, hastane parasını ödemeyenin cenazesi morgda, hastası da yatakta rehin kalıyordu.
Uçağa sadece zenginler binebiliyor, otobüste ise püfür püfür sigara içiliyordu.
Tek şeritli yollarda onlarca kişi can veriyordu.
PKK'nın katliamları bitmiyordu.
Kapkaç ve mafya almış başını gitmişti…
Paramız ise puldu.
Hastalar kızakla taşınıyordu.
Macahel'de salla hasta taşınıken düşen çığ altında kalan yüzlerce insan hayatını kaybetmişti.
Hızlı trenin hayalini bile kuramazdık.
Günlerce elektriksiz kaldığımız olurdu.
Türkiye'nin nereden nereye geldiğini gerçekten en iyi dışarıdan gelenler görüyor.
Eskiden Avrupa'ya imrenirdik.
Şimdi Türkiye ile gurur duyma vaktidir.
Darbecilere 'oy' vereceklere duyurulur.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA