Seçim yaklaştıkça AK Parti'ye çekilen operasyonlar arttı.
Başkan Erdoğan'ın önü 'yargı' kararlarıyla kesilmek isteniyor…
Cin cufut bu yüzden bir araya geldi!
CHP-HDP ile seçim ittifakı kurdu.
Yanlarına da İyi Parti ile SP'yi aldı.
Yargı da operasyonlarıyla bu ittifakın yanında gibi görüntü veriyor.
Misal; Danıştay'ın 'andımız' kararı…
Durdular, durdular tam seçime giderken düğmeye bastılar.
Beş yıldır neredeydiniz arkadaş?
Sahi, Danıştay 8. Dairesi, "öğrenci andı"nı kaldıran yönetmelik hükmünü durduk yerde niye iptal etti?
Üstelik 5 yıl sonra…
Danıştay bu kararı Nisan'da alamaz mıydı mesela?
Niye acele etti?
Bu kararın iyi niyetli olduğuna kimi inandırabilirsiniz şimdi?
Başkan Erdoğan, haklı değil mi 'kararı iyi niyetli görmüyorum' derken…
Bu karar üzerine müzmin Erdoğan düşmanları da harekete geçti.
Kimi siyah önlük giyip acemice andı okudu, kimi de "Türk'üm, doğruyum" diyerek sokaklarda nara attı.
Danıştay'ın yıllar sonra verdiği bu kararın amacı AK Parti'nin, yani Reis'in önünü kesmek değilse nedir arkadaş?
"Daha önce neredeydiniz?" diye sormazlar mı adama?
***
Mesele bu kadarla kalsa iyi…
Şimdi de AK Partili belediyelerle ilgili Sayıştay raporları tefrika edilmeye başlandı.
Burada da maksat aynı.
Biri bilerek sızdırıyor bunları.
Bire bin katılan raporlar AK Parti'yi karalamak için köpürtülüyor.
Raporlar üzerinden AK Parti'li belediye başkanlarının yolsuzluk çamuruna saplandığı algısı verilmek isteniyor.
Bu da bir operasyondur!
Bir el Danıştay'ın kararını da Sayıştay raporlarını da aynı amaç için kullanıma soktu.
Malum medya Sayıştay'ın, AKP'li belediyelerle ilgili tespitlerini temcit pilavı gibi ısıtıp duruyor.
Raporlarda resmi araçların yaz tatillerinde özel işlerde kullanıldığı belirtiliyor.
Sanki CHP ve MHP'li belediyelerde bu hastalık yok!
Sanki CHP'li ve MHP'li belediyelerde yolsuzluk yok!
Aksine asıl oralarda yolsuzluk var.
Öyle belediye başkanları tanıyorum ki ailece belediyeye çökmüş, insafsızca milletin malını çalıp duruyor.
***
Yargı eliyle AK Parti'nin önünün kesilmek istenmesi o kadar net ki…
Danıştay'ın 5 yıl üzerine verdiği karardan tutun da, Sayıştay raporlarına kadar her şeyde bunu görmek mümkün…
Erdoğan nefreti ile yanıp tutuşan gazeteci taifesi de her fırsatta AK Parti'yi ve Erdoğan'ı karalıyor.
Hürriyet'ten kovulan Mehmet Y. Yılmaz, şu sıra SP'li meczuba sarıldı.
Sorsan 'kürsü dokunulmazlığını' savunuyor adam.
FETÖ ağzıyla konuşan Cihangir İslam'ı 'iktidarın hoşuna gitmeyen şeyler söyledi' diyerek de aklıyor.
Ama savcıyı eleştirirken, ağzındaki baklayı çıkarıyor;
"Savcı Beyin amacı Meclis iradesi üzerinde bir vesayet tesis etmek. Saray'ın, yargı eliyle yaratmak istediği bir vesayet bu" diyor.
Yalan söylüyor.
Dahası kin kusuyor…
Ama bu milleti ne yargı operasyonları, ne kurulan tuzaklar yolundan alıkoyar.