Çok yazdık ama bi daha yazalım.
15 Temmuz Türkiye'nin işgali için yapılmış bir darbeydi.
Türkiye, Amerika ile savaştı.
Bir dönüm noktasıydı o gece.
O geceyi Sakarya Savaşı'na benzetenler oldu.
Doğrudur.
15 Temmuz gecesinde yaşananlar yeni Sakarya Savaşı'ydı.
Kaybetseydik, işgal altındaydık şimdi.
Bizler de ya esir ya da şehittik!
Darbeyi püskürtmek büyük başarıydı.
Çünkü karşımızda ABD vardı.
ABD bu savaşa içimizdeki işbirlikçileriyle aylar öncesinden hazırlandı..
İncirlik'teki Türk subaylarını fişleten ABD'li General John F. Campbell kanlı darbe girişimini organize etti.
Yanında FETÖ'cü general Bekir Ercan Van vardı.
Darbeye mali desteği ABD, Nijerya'da bulunan UBA Bank aracılığıyla sağladı.
FETÖ'cü subaylara oradan büyük paralar aktarıldı.
Her şey sinsice planlanmıştı.
Önce ABD'li asker eşleri geri yollandı.
Sonra da ABD konsolosluğunun önüne büyük bir beton duvar çekildi… Dönemin ABD Büyükelçisi John Bass ve Adana Konsolosu Linda Stuart Specht darbenin alt yapısını oluşturmak için geceli gündüzlü çalıştı.
***
Kısacası o kanlı gece FETÖ ile değil, ABD ile savaştık.
ABD o gece savaşı kaybetmekle kalmadı, Türkiye'deki askeri gücünü de kaybetti.
Nitekim darbeden 13 gün sonra, yani 28 Temmuz'da ABD'nin Ortadoğu'daki operasyonlarını yöneten CENTCOM'un komutanı General Votel , darbecilerin müttefikleri olduğunu açıkladı.
Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerin geleceğinden de 'endişeli' olduğunu belirten Votel, "ABD'nin Türk ordusundaki yakın müttefikleri tutuklandı" ifadelerini kullanmıştı.
Adamın dediği oldu… İlişkilerimiz bozuldu.
Yani mesele sadece Trump'un deliliği değil, mesele 15 Temmuz zaferinin ABD derin devletinde yarattığı travmadır… Bu zaferin değeri iyi bilinmelidir.
Bunu solcular bilmiyor.
Onlar tehlikenin bile farkında değil.
Çünkü gözleri kör, kulakları sağırdır.
Türkiye için 15 Temmuz gecesi, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatı önemli bir sınavdı.
Hem de ne sınav.
Şükür ki kazandık.
Sıra Ege ve Doğu Akdeniz'de ABD ve İsrail tehdidine karşı durmaya geldi.
***
ABD'nin kuyruk acısı var… Çünkü hem savaşı kaybetti, hem de TSK içindeki müttefiklerini… Başkan Erdoğan'a öfkeleri bundan… İndirmek için her yolu denediler.
Ama yapamadılar.
Yerel seçimlerde yine deneyecekler… AK Parti'de siyaset yapanlar ve AK Parti milletvekilleri her zamankinden daha çok çalışmalı.
Millete burun kıvırmamalı… Seçmenin nabzını iyi tutmalı… Erdoğan'ın milletle vuslatını örnek almalılar… Bu millet 'burnundan kıl aldırmayanları' sevmez.
Reis milletle yürüyor; bu tipler de aristokrat ve paralı zenginlerle.
Millete el uzatmayan vekiller bile var.
***
CHP'nin başı Kemal Kılıçdaroğlu da seçmenini yok sayıyor.
Belli ki öfkesi aklının önüne geçti.
Bir röportajında;
"CHP seçmeni şimdi kızgın olabilir ama seçimde gider oyunu yine CHP'ye kullanır" demişti.
Nah kullanır!
Siyasi tercihiniz ve önerileriniz hedef kitlenize dönük olmalıdır.
Çekirdek seçmen kitlenizin algıları ve duruşu referansınız olmalıdır.
Delege, üye, parti örgütü, hepsi çekirdek seçmenden sonra gelir.
Eğer siz bu çekirdek seçmen kitlesine karşı dayatmalarda bulunursanız kesinlikle hüsran yaşarsınız.
Kılıçdaroğlu sürekli tabana dayatmalarda bulunuyor.
Şimdi her ne kadar inkar etseler de CHP yerel seçimde PKK ile işbirliği yapacak.
Dahası yaptı bile… CHP'li seçmen bu yüzden öfkeli ve kızgın.
Mart'ta da Kemal'in biletini keserler.