Astsubay Serkan Karakaya gözleri önünde 11 aylık bebeğini ve eşini PKK'nın hain tuzağıyla kaybetti.
Araba paramparça oldu.
Genç kadın kulakları sağır eden bir gürültü duydu önce.
Sonra bedeninin parçalandığını hissetti.
İç organları kanamış, kulak zarı yırtılmıştı.
Zaman durmuştu.
Nurcan, bedeninin parçalanmasını önemsemedi.
Toz duman arasında 11 aylık oğlu Bedirhan Mustafa'yı aradı kör gözleriyle.
Kopmayan tek elini kanayan başına sürdü.
Küçük bebeğine ulaşmaya çalıştı sonra.
Ama gücü yoktu, beceremedi.
Nurcan'ın gözlerinden akan yaş bedeninden fışkıran kandan fazlaydı.
Elini tuttu Bedirhan bebeğin ve gülümseyerek veda etti dünyaya.
Hakkari Yüksekova'da evine dönen Nurcan Karakaya'yı bebeğiyle birlikte böyle şehit etti alçak PKK.
Cumhuriyet gazetesi haberi verirken katillere ne PKK diyebildi, ne de canilere "terörist." Anne ile bebeğine 'şehit' de demedi.
Bayram et CHP… Gün senin günün.
Ne iş başardığınızı görün.
PKK partisinin Genel Başkanları Pervin Buldan ve Sezai Temelli de yaptıkları basın açıklamasıyla aileye başsağlığı diledi.
Yani timsah gözyaşı döktüler.
Milleti salak sandılar!
***
Şimdi de şu tezgaha bakın.
"-Yunanistan'ı kim yaktı?"
"-O kadar insanı kim öldürdü?"
"-Türkiye diyorlar!"
"-Kim diyor?"
"-Yunan basını…"
"-Başka…"
"-ABD."
"-Türkiye'nin yardım teklifi bunun için mi kabul edilmedi?"
"-Evet!"
Bakan Çavuşoğlu'na bu yüzden "gerek yok, zaten yağmur yağacak" dediler.
Belli ki talimat Amerika'dan.
Bahane arıyorlar… Lazer silahıyla ormanı yaktığımızı iddia eden lavuklar bile çıktı.
Doğu Attika'daki yangınla ilgili üretilen yalanların bir sebebi var.
Atina'yı niye yakalım ki!
Onlar gibi değiliz, Allah'tan korkarız!
Yunanı 9 Eylül 1922'de denize döktük.
Bu doğru.
Çünkü o zaman Yunan gavuru İzmir'i işgal etmek istiyordu.
Boylarının ölçüsünü verdik.
Aynı şeyi yapsınlar yine veririz.
Ama biz orman yakmayız!
Onlar gibi kalleş değiliz.
Darbecilere nasıl kucak açtıkları ortada.
***
ABD, bizi korkutup sindirmeye çalışıyor.
Biz beraber olduktan sonra vız gelir!
Kimse bize yan bakamaz!
Çok örneğimiz var…
En başta da Kurtuluş savaşı…
Sonra 15 Temmuz darbe girişimi.
Birlik ve beraberliğimizi bozmak için içteki hainleri kullanıyorlar.
Fırsat vermemek lazım!
ABD'nin tehditlerine cevabı Başkan Erdoğan ve bakanlar veriyor.
Tamam da...
STÖ temsilcileri nerde?
Ya konuştukça mangalda kül bırakmayan siyasiler...
AK Parti ve MHP dışındakiler niye susuyor?
Nerde CHP?
O nerde?
Ya İP…
PKK'nın partisinin zihniyeti belli.
Ama ya Atatürk'ün partisi?
Neden bu tehditlere ve bu tezgahlara karşı ayaklanıp bu kez İzmir'e yürümüyor.
Değmez mi bu yoksa?
15 Temmuz darbesini birlik ve beraberlik sayesinde püskürttüğümüz unutulmasın!
***
Bu olanlar Tuncay Özkan'ın Halk TV yöneticisi Şaban Sevinç'e 'Kılıçdaroğlu'nun gizli bir karar merkezi var' şeklindeki sözlerini doğrular gibi.
Milli meselelerde CHP'nin hep yan çizmesi bundan mı acaba?
Özkan'ın, 'CHP'nin içinde gizli bir karar merkezi var, kararlar orada alınıyor, MYK'ya geliyor' sözleri galiba doğru!
Trump'ın tehditlerine sessiz kalışları da bundandır.
Kıyameti koparmalıydılar.
Ama çıtları çıkmıyor.
CHP'yi PKK'nın partisine oy verdiren güç de CHP içindeki o gizli karar merkezidir muhakkak.
KRT ile CTT'yi yayına hazırlayan da aynı merkezdir!.
Halk TV için 'CHP'nin kanalı' değil, 'Deniz Bey'in kanalı' diyenler de onlardır.
Millet aleyhinde karar aldıranlar da...