Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERSİN RAMOĞLU (GÜNEY)

‘Ege’nin Hamsisi’ ve Kemal Kılıçdaroğlu

Yazımı yazarken TRT 1'de tekrarı başladı
"Ege'nin Hamsisi" dizisinin.
Yeşil yaylalar, Fırtına Deresi aklımı başımdan aldı.
Off, offff...
Bıraktım yazı yazmayı… TRT güzel işler yapıyor.
Aynı bölümü üçüncü kez izledim.
Sıkılmadım.
Tekrar gibi de gelmedi bana.
'Ege'nin Hamsisi'ni izlerken keyfi de, hüznü de birarada yaşadım.
Keyiflendim memleketimin dağını, suyunu, görüp, kaydelerini dinlediğim için.
Hüzünlendim.
Rahmetli anam aklıma düştüğü için… 15 yıl geçti yokluğunda.
Unutamadım.
Unutmak da istemem zaten.
Dizinin tekrarını sindire sindire, ayrıntılara dikkat ede ede izledim.
Biz de gurbet hasret demektir.
Yine burnumda tüttü yeşil, sarı papatyanın komar gülleriyle bezenmiş yaylalarım.
Şırıl şırıl akan suyun, çam kokan dağların özlemi vurdu başıma.
Tütün gibi.
Bir de anamın yakan hasreti.
Anama bir başka yanar yüreğim… Aklıma gelince gözlerim nemlenir hemen.
Burnumun direği sızlar, Bir hüzün çöker üstüme.
En çok da ona ağlarım… Dayanamam anama ben… Babama da.
Ama ana hasreti çekmek bir başkadır.
Bizim yüzümüzden gün görmedi kadın…
Hani yemedi, yedirdi, uyumadı uyuttu derler ya, öyle biriydi tatlı anam…
Dizideki Zeynep'in anasının resmine bakıp bakıp ağlaması bitirdi beni.

***

Karadeniz'de başlayan ve Ege'de devam eden bir öykü 'Ege'nin Hamsisi'.
Şiveler sorunlu ama.
Geri kalan her şeyi süper!
İlk bölümüyle beğenilen dizi galiba önemli bir misyonu da yerine getirecek.
Karadeniz'le ilgili ön yargıları kırmak gibi!
'Ege'nin Hamsisi', doğa harikası Karadeniz'den Ege'nin incisi Seferihisar'a yapılan yolculuğun hikayesi.
İki bölgenin güzellikleri, yemekleri, müzikleri ve dansları var dizide.
Ege ve Karadeniz'in de kültürü.
Türkiye böylesine zengin bir mozaik işte.
Doğusu bir başka güzel, batısı bir başka.
Siyasetinden, günlük yaşamına kadar, Yemeğiyle, müziğiyle, iklimiyle bir başka tat Türkiye.
Dizi mükemmel…
Ama şivesi olmamış…
Oyuncuların daha çok çalışması gerek.
Neyse.
Dizide güzel anamı gördüm sanki.
Bizim bakmaya korktuğumuz bayırlardan o sırtında yüz kiloya yakın yükle yürüyordu.
Alnında boncuk boncuk terleri vardı.
Dik bayırlarda tarla kazıyor, belliyordu.
Bez torbasıyla çay taşırdı… Sarı kız danası için de ot keserdi… Film şeridi gibi geçtiler gözümün önünden.
O kadar zor bir işi vardı ki anacığımın… Evin suyunu bile bir kilometre uzaktan taşırdı.
Yağmur çamur demeden hem de… Dört çocuğa, ahırda da üç ineğe bakardı.
Karadeniz anaları hep böyledir.
Eziyet çekmeyeni yoktur yani.
Neyse…
Diziyi Mustafa Şevki Doğan yönetiyor, Filiz Ekinci de yazıyor.
İclal Aydın, Uğur Çavuşoğlu (Artvinli) Uraz Kaygılaroğlu, Bestemsu Özdemir de oynuyor.
Tavsiye ederim, izleyin…

***
Dizi bitince yazıma döndüm.
Kemal Kılıçdaroğlu'nun açıklaması düştü önüme… Delirmiş mi ne?
Koltuğu bırakmak istemiyor.
Rol icabı hak, hukuk. adalet diyen Kılıçdaroğlu tüzüğün verdiği imkanı kullanarak kurultay isteyen delegeyi baskıyla, hatta tehditle sindirmeye çalışıyor.
Gazetecilerin 'kurultay' sorusuna bile tahammül edemedi adam!
Sinirlendi;
"Allah aşkına ülkenin gündemi ne?
İnsanlar geçim derdinde, birileri koltuk derdinde, olacak şey değil" diyor.
Halbuki koltuk derdinde olan kendisi.
Dizinin verdiği keyfin de içine etti vicdansız.
Bu nasıl kafadır böyle… Onu FETÖ'de kurtaramaz artık.
Meral Akşener de bıraktı.
Geri dönmemek üzere hem de.
O da artistlik yaptı.
Şimdi partililer Akşener'in evinin önünde nöbete yattı!
Yeniden aday olacağını açıklayıncaya kadar da oradan ayrılmayacaklarmış!
Süleyman Soylu doğru demiş.
"Onu iyi tanırım. Bir işi 6 aydan fazla yürütemez."
Dediği de çıktı ya

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA