Temel ormanda ağaç kesiyormuş…
Yürüyüş yapan çevreciler Temel'i ağaca balta vururken görünce bir güzel pataklamış!
Temel üstü başı perişan halde köye dönerken yolda Dursun'a rastlamış.
Dursun, "Ula Temel ha bu ne haldur?" diye sorunca Temel:
"Sorma…Ormanda ağaç keseydum, birden kalabaluk pir grup Doğan'ın yengesini bozmişum diyerek bana saldurdi, halbuki ben ne Doğan'ı tanirum, ne de yengesini."
Ahh benim saf Temel'im!
***
CHP'nin 'Muharrem'i saf değil uyanık!
Acayip biri.
İçki onu 'tacizci' yaptı.
Sonra da 'Abaza Muharrem' oldu.
CHP'nin cumhurbaşkanı adayını 2012'de keşfettim.
Vukuatlarını o günden beri de yazarım.
"Tatanka" isimli şiir kitabını da ilk ben keşfettim.
Adamın şiirlerinden abazanlık fışkırıyordu.
***
Dizelerinde öpüşme ve sevişme gibi cinsellik saçan kelimeler gırla gidiyordu.
Arada bir 'yeni dünya düzeni'nden, 'globalleşme'den sanayileşme ve enflasyondan da söz etmişti.
Ama ana tema cinsellikti.
'Kapa gözlerini hayal kur' da dedi…
'Yanaklarındaki güller yediveren' de.
Herifin aklı fikri öpüşmekte, sevişmekte ve gevşemekteymiş meğer…
Böyle birinden cumhurbaşkanı olur mu?
Mark'tan, dolar'dan bile söz etse yine mevzuyu 'akkor halindeki dudaklar'a getirmeden edememişti.
***
25 Nisan 2012 tarihli yazımda "İnce'nin bombası yakında patlar" demiştim.
Öyle de oldu.
Bülent Arınç rezil rüsva etti onu.
İnce bu iddiaya o zaman 'iftira' demiş, tacize uğrayan Fatma B. ise onu tekzip etmişti.
O zamanlar saf saf "Şair biri böyle bir kepazelik yapmaz, kimseyi taciz etmez" demiştim.
Ama yanılmışım.
Şairliği maskeymiş meğer!
Şiirler okuyarak avlanırmış meğer.
Neyse…
Bu adamdı 0533 653….nolu telefonundan Fatma hanıma, "Abazayım gel" mesajları çeken.
Herkes şaşıp kaldı.
CHP'nin kadın vekilleri bile.
Ama malum cenahın leşkerleri olan Ahmet Hakan, Hasan Cemal, Metin Uca, Yılmaz Özdil, Soner Yalçın, Emin Çölaşan, Uğur Dündar, Bekir Coşkun, Nevşin Mengü, Ayşenur Arslan, Melis Alphan, Ece Temelkuran, Banu Güven, Yazgülü Aldoğan ve Şirin Payzın kılını kıpırdatmadı.
Onlar Muharrem'in 'abazanlığını' normal görmüş ki sesleri çıkmadı.
Aksine bunun bir AK Parti tezgahı olduğunu söylediler.
İnce'nin 'Tatanka' isimli kitabından aldığımız bir dörtlükle konuya ışık tutup mevzuyu değiştirelim:
"Ellerimi yıkamayayım,
Kokun sinsin üstüme.
Memelerin al al olsun
Dökeyim kağıdın üstüne…"
***
PKK'cı Selahattin Demirtaş…
"Millet İttifakı, demokrasi ittifakına dönüşmeli!" diyor.
Sonra rüyasını anlatıyor;
"24 Haziran'da Meclis çoğunluğunu muhalefet kazanır.
Cumhurbaşkanlığı seçimleri 2. tura kalır ve Erdoğan kaybeder.
Yeni dönemin muhalefeti AKP olur!" PKK sever Hasan Cemal de;
"CHP, İyi Parti ve Saadet'ten oluşan Millet İttifakının, 24 Haziran sonrası HDP'nin de katılımıyla bir demokrasi ittifakı kurmalı ve bir 'demokrasi manifestosu'yla siyaset sahnesine çıkmalı" diyor.
Türkiye'ye nasıl bir sinsi tuzak kurduklarını görün, ona göre kararınızı verin.
***
Bunlara cesareti 'AK Parti'ye bir ders vermek lazım' diyenler veriyor.
İnşallah kantarın topuzunu kaçırmazlar.
Çünkü benzeri 1990'lı yıllarda da olmuştu.
Anavatan küskünleri, Özal'ı ikaz edelim derken, statükocular kazanmıştı.
Türkiye cehenneme böyle girmişti.
28 Şubat da böyle geldi.
'İkaz' edelim derken ülkeyi büyük bir kaosa sürükleme tehlikesi var.
Bu endişeyi taşıyanlar az değil.
Bu seçim 'küskünlük' yapılacak veya 'ders' verilecek bir seçim değil.
'İkinci bir Erdoğan yok' çünkü…
Bu gerçeği sandığa giden herkes aklında tutsun.