Kemal Kılıçdaroğlu:
'Linçe dokunulmazlık zırhı...'
Meral Akşener:
'Demokrasinin ölüm fermanı...'
HDP:
'Bu uygulamaların amacı anayasal düzeni ortadan kaldırmaktır'
Abdullah Gül:
'Hukuk devleti açısından kaygı verici!...'
TÜSİAD:
'Demokrasi ve hukuk devleti açısından zararlı...'
TBB Başkanı Metin Feyzioğlu:
'Bu KHK, insanların yaşam hakkını tehlikeye atmıştır.'
Farkında mısınız hepsi aynı havayı çalıyor.
Çünkü amaçları bir.
CHP daha da ileri giderek vatandaşa 'it' dedi.
ABD, Almanya, İsrail, PKK ve FETÖ'nün seveceği laflar bunlar.
Şu tezvirata bakın:
'Suikast timleri...'
'Paramiliter örgütler...'
Kim bunlar?
Kanları ve canları pahasına Türkiye'nin FETÖristan olmasını önleyen şehitler mi?
Bu lafları edenler 15 Temmuz darbesinin gerçekleşmesini isteyenlerden başkası değil…
O gece sokağa çıkmayıp, evlerinde darbenin başarıya ulaşmasını bekleyenlerdi bunlar.
Darbeci askerlerle WhatsApp üzerinden yazışan, asker giysili teröristlere Mekin Merter Salt gibi başarı dileyenlerdir bunlar...
Tankların arasından sıvışıp kaçanlardır.
Dünkü değil ama bugünkü gerçek mahkemelere b.k atanlardır bunlar.
Uzun lafın kısası,
Hortumları kesilen, emperyalizmin emrine giren darbe sevdalılarıdır bunlar.
Darbe istiyor bunlar.
15 Temmuz'u darbeden saymıyorlar.
20 Temmuz'a darbe diyorlar.
Niye?
OHAL ve KHK ile yeni bir darbenin bastırılacağından rahatsızdırlar…
***
CHP Muğla Milletvekili Ömer Süha Aldan, vatanı için 15 Temmuz'da FETÖ'cü kalleşlere direnen vatandaşlara 'it' dedi.
Utanmadan hakaret etti.
Aldan, KHK'yı eleştirirken "Benim bir sürü itim var" sözleriyle bu asil millete 'it' dedi.
Son KHK, kimyalarını bozdu.
Kudurttu onları kudurttu…
"Erdoğan'ın silahlı milisleri, sivil silahlı gruplar, demokrasi fedaileri sokağa dökülüp bir darbe girişimi veya PKK ayaklanmasını bastıracaklar…" diyerek algı çalışması yapıyorlar.
Yeni bir kalkışma anında sokağa dökülecek olanların moralini bozmaya çalışıyorlar…
Demek ki yine darbeye niyetliler…
Yavşağın biri, "Erdoğan kendi çağrısıyla sokağa dökülecek olanlara dokunulmazlık garantisi veriyor" dedi.
Aslında iş ortada.
ABD basıyor parayı, bunlar da dağarcıklarındaki pislikleri böyle etrafa saçıp duruyorlar.
***
15 Temmuz darbe girişiminin kara kutusu Adil Öksüz'ün, darbeden dört ay önce Adana Reşatbey Mahallesi'ndeki Güneş Işığı Otel'de toplantılar yaptığı belirlendi…
Soru şu;
O toplantılara kimler katıldı?
Eski MİT'çi CIA ajanı Enver Altaylı'nın kaç yakını oradaydı mesela?
FETÖ'den ceza alan eski Borsa Başkanı Muammer Çalışkan'ın hangi akrabası gitmişti Güneş Işığı Otel'e?
Tutuklu Yağmur Akküllah, pastacı Ali Koçaklı, Ali Kazım Başaran, firari Cevdet Şeker, Hakkı Polat, Muammer Beluk, Fatma Çalışkan, İsmail Borak ve Osman Nuri Oğuz…
Daha bir sürü isim var buraya sığmayan.
Hepsi de ünlü FETÖ'cü…
Firari azılılardan Halil Kadı ve kardeşleri Mehmet ile Bekir de orada mıydı acaba?
Adil Öksüz örgütün önemli ismiydi…
15 Temmuz akşamı F16'ları havada tutan İncirlik Üs Komutanı Bekir Ercan Van oradaydı.
O toplantı sonrası Bekir Ercan Van FETÖ'nün ünlü isimlerini İncirlik'te ağırlamış, onlardan para almıştı…
Acaba çevre illerden Güneş Işığı Otel'e başka kimler geldi?
Güneş Işığı Otel'in kamera kayıtlarının tutulduğu harddisk bir hurdacıda bulundu.
Ayrıca Adil Öksüz'ün Adana'da gerçekleştirdiği dört toplantı ile ilgili bilgileri kapsayan bir ajanda ile örgüte para verenlerin listesi de ele geçti.
Adana Cumhuriyet Başsavcısı Ali Yeldan, hem kriptoların, hem de 'Bizim suçumuz yok' diye maval okuyanların ensesine yapışır yakında...
Dananın kuyruğunun kopmasına az kaldı yani...