Devlet ve millet olarak tehdit altındayız.
Psikolojik harbi geçtik, neredeyse fiziki saldırı başlayacak.
Sorosçular, FETÖ'cüler, CHP'liler ve İslam-Türk düşmanları birliğimizi bozmak için operasyon üstüne operasyon çekiyor.
Bu gaflet değil, resmen ihanettir.
CHP'nin başı Kemal Kılıçdaroğlu ise durumdan istifade etmeye kalkıyor.
Yazık!
Hem de ne yazık…
ABD'den yana taraf tuttuğuna göre Reis'ten çok korkmuş olmalı…
Acaba 'Hazır yedi düvel Erdoğan'a savaş açmış, fırsattan istifade işini bitireyim' diye mi düşünüyor?
Amerika, Hintli Bharara ve Koreli Kim'le İran asıllı Zarrab üzerinden Türkiye'yi vurmanın peşinde.
Derenin taşıyla derenin kuşunu vurmak buna derler yani.
Adam bir de 'Yurt dışında ne kadar paran var' diye soruyor.
Maksat pislik olsun...
***
Oysa durum apaçık ortada.
Aptal bile yaşananların Türkiye için ne anlama geldiğini anlar.
Hem 'Lafın tamamı eşeğe söylenir'.
Bunlar da olayı çözdü ama işlerine gelmiyor.
İnadına böyleler.
Mehmet Akif Ersoy, Milli Mücadele'yi camilerden başlatmıştı.
Yeni bir milli mücadele dönemindeyiz.
Yine camilere ve imamlara iş düştü.
Bazı gayr-ı milli çevreler bundan rahatsız.
Darbe gecesi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın halka 'sokaklara çıkın' çağrısından sonra harekete geçen imamlar, yurt genelinde sala okudu.
Darbeye karşı birlik çağrısı yaptılar.
Milleti meydanlara böyle davet ettiler.
Okunan salalarla milletin sokağa düştüğünü gören CHP'liler ise imam dövdü, imam.
Sala sesleri kesilmek suretiyle milletimizin maneviyatını sindirmeye çalıştılar.
Ama hiçbir tehdit onları durduramadı.
Ezanı ve salayı duyan halk da sokaklara koştu.
Yine aynısı yapılmalı.
***
Bölgede rol model olan Türkiye küresel güçleri rahatsız etti.
Hasımlıkları böyle başladı.
İçimizdeki kuklalarla Türkiye'ye saldıran bu odaklar 2012'den bu yana Türkiye'yi tehdit ediyor...
ABD'nin işgal oyununu ve içteki işbirlikçilerini imamlar anlatmalı.
Sonra 'eyvah'ın para etmeyeceğini de...
Devletimizi yıkmaya yönelik 15 Temmuz hain darbe girişimine ölümüne karşı çıktık.
Şimdi de bekamıza kasteden ABD ve işbirlikçilerine karşı çıkmak zorundayız.
Milletimiz saldırıların Türkiye'nin bağımsızlığını hedef aldığının farkında…
ABD lehine konuşan siyasetçiyi de, yazı yazan gazeteciyi de tanıyor artık.
Elbet zamanı gelince hesap soracaktır.
***
Kalkışma girişimi öncesi dış güçler FETÖ, PKK ve DEAŞ gibi terör örgütlerini kullanarak Türkiye'ye saldırdı.
28 Mayıs 2013'te FETÖ'nün emniyet birimlerindeki militanları ve yabancı ajanlar 'Gezi' olaylarını başlattı.
FETÖ, 17-25 Aralık'ta illegal dinleme ve kaset kumpasları ile yargı darbesine kalkıştı.
19 Ocak 2014'te ise Türkmenlere gönderilen yardımları taşıyan MİT TIR'ları durduruldu.
Amaç uluslararası arenada Türkiye ve Erdoğan'a 'terörü destekliyor' iftirası atmaktı.
Sonra 6-8 Ekim olayları başladı.
Kurban eti dağıtan küçük Yasin'i onlar katletti.
PKK ve HDP Kobani bahanesiyle ayaklanma çağrısı yaptı.
PKK da özerklik ilan ederek ülkeyi bölmek için çukur eylemleri başlattı.
Bunları kimse unutmasın...
15 Temmuz'da FETÖ'nün TSK içindeki militanlarıyla darbeye kalkıştığını da.
Bitmedi.
Ardından S&P, Fitch ve Moody's gibi derecelendirme kuruluşları Türkiye'nin kredi notunu düşürdü.
Fırat Kalkanı Harekatı'nda ABD Türkiye'yi yalnız bıraktı ve PKK'ya 3 bin 500 TIR dolusu silah gönderdi.
Türkiye bu saldırıların üstesinden gelecek güçtedir.
Bunları da atlatacaktır.
Ama bu millet gavurla işbirliği yapan siyasetçiyi, gazeteciyi ve işadamlarını unutmayacaktır.
Ve de affetmeyecektir…