Meltem Cumbul'un saygısızlığı Adana Film Festivali'nin önüne geçti.
Neresinden bakarsan bak kadın faul… Devletin parasıyla artiste 'hakaret' etme imkanı verildi.
Sanki başka sunucu yoktu...
Hem o ne anlar bu işten!..
Sordum gecenin organizatörü Namık Kemal Biçer'e...
"Bu kadını mumla mı aradınız, başka sunucu mu yoktu?" dedim.
O da Cumbul'un arkadaş tavsiyesi olduğunu söyledi.
Meğer ulusal yarışma jürisindeki isimlerden biri olan Murat Hasarı festivalin yapımcılığını üstlenen şirketin de ortağıymış.
Hasarı da sunuculuk için arkadaşı Meltem Cumbul ve Ayşe Arman'ı uygun görmüş...
Demek ki aynı kafadalar...
Bu yüzden 24. Uluslararası Adana Film Festivali'nde danışma kurulunda olan üç kişi istifa etmiş.
Meltem Cumbul o geceyi rezil eden sunuculuğu karşılığında 30 bin lira almış.
Parayla tutulmuş birinin böyle bir saygısızlık yapma hakkı var mı?
Kadın, festivalin önüne geçti.
Namık Kemal Biçer, kadının kuliste yaptığı çılgınlıklarla herkesi canından bezdirdiğini de söyledi.
İki milyonluk şehrin gururuyla oynadı...
Milleti aşağıladı.
***
İstanbul Ataşehir'deki şu manyaktan ne farkı var Meltem Cumbul'un?
Hakan D. isimli nefret torbası da, yolda yürürken tesettürlü kadına önce omuz, sonra yumruk atmıştı.
Sorsan tıp öğrencisiymiş.
Nasıl doktor olacağı buradan belli.
Sahi bu manyak mı insanları sağlığına kavuşturacak?
Tıp okuyanlarda önce vicdan olmalı...
Sonra da insan sevgisi...
Bunda hiçbiri yok.
Kadına vuracak kadar zavallı biri.
Böyle ruhsuzların ne insana ne hayvana faydası olur.
Belli ki öfkesi kadının kıyafetinin temsil ettiği zihniyete…
"Yavaş olur musunuz" diyen kadına, "Sen bana nasıl böyle bir şey dersin" dedikten sonra kadıncağızı yere fırlattı.
Ali kıran baş kesen ya...
Kamera görüntülerini izlerken inanın yüreğim acıdı.
Şortlu kadını tekmeleyen öbür manyağa da kızmıştım.
Bir farkları yok...
***
Meltem Cumbul isimli saygısız da benzer şeyi yaptı usta yönetmen Semih Kaplanoğlu'na karşı...
Hakan D.'nin tesettürlü kadını omuzlarından tutup atmasıyla, Cumbul'un nefret dolu davranışı aynı kapıya çıkıyor...
Bu davranış, o kesimin ideolojik nefretini gösteriyor.
Demek ki bunların eline fırsat geçse kendileri gibi düşünmeyeni boğarlar.
Semih Kaplanoğlu gibi uluslararası alanda kendini kanıtlamış bir yönetmene yapılan bu hareket sadece saygısızlıkla izah edilemez.
Bu davranış malum çevrenin farklı düşünen insanlara karşı gösterdiği tahammülsüzlüğün dışa vurumudur.
***
Türkiye üzerinde oynanan oyun büyük.
ABD bir yandan, Almanya bir yandan, PKK ve FETÖ diğer yandan güzelim vatanımızı işgale çalışıyor.
Bu kafalar da onlara yardım ediyor.
Kaplanoğlu'nun 15 Temmuz darbe girişimi sırasında gösterdiği milli duruş ortada.
Cumbul'un temsil ettiği zihniyetin o geceki duruşu da ortada.
Hem kadında sanatçı hoşgörüsü de yok.
Demek ki ideolojik husumet gözleri kör, kulakları sağır edebiliyor.
Kadında ne deve kini varmış!
Ne alçak bir kinmiş ki bu, 'Buğday' filmine verilen ödülü almak üzere sahneye çıkan yönetmen Semih Kaplanoğlu'nun eli havada kaldı.
Cumbul o gece bir hanımefendiye yakışmayacak kadar kabaydı.
Oysa biz onu Beyaz'la birlikte oynadığı dizideki Karadenizli kız tiplemesiyle tanımış adam sanmıştık...
Yanılmışız yani...