Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERSİN RAMOĞLU (GÜNEY)

Her Temmuz’un 7’sinde bıçak saplanır yüreğime

Kemal Kılıçdaroğlu'nun uyduruk adalet yürüyüşü, CIA ajanlarının Büyükada'daki kaos toplantısı, G20 zirvesi ve 15 Temmuz şehitleri anma törenleri derken anamı unuttum.
Yaşar abimi de…
Hep aklımdalar da,
Ölüm yıldönümlerini atladım işte.
İzninizle bugünü onlara ayırmak istiyorum.
Biri anam…
Benim tatlı Fistuğum…
Aslan gibi üç kardeşle beni doğuran, gözü gibi bakan, dünya tatlısı, ciğerimin yarısı anam, anacığım...
Tam 12 yıl oldu gideli…
Özlemimi anlatmaya ne nefesim ne de yüreğim yeter…
Diğeri Yaşar Bayboğan abim…
Adam gibi adam… Dünya iyisi biri…
Ömrünü eğitime adayan bir gönül insanı…
Ve o iki güzel uşağın babası…
6 yıldır o da yok.
Oysa sanki daha dün Lütfi beni aramış, acı haberi vermişti.
Yüreğim nasıl da yanmıştı o gün.
Yıllar hızla akıyor.
Su gibi aktı seneler desem, yeridir.
Ama acılar taze işte...

***

Anacığım yaşasaydı bugün Of'taydı yine.
Yine tarlasında, yine çay bahçesindeydi şimdi.
Bize süzme yoğurt ve taze tereyağı yapmak için ahırında iki sarıkız danayı sabah akşam beslerdi yine.
Tan ağrırken kalkıp kuzine sobasını yakmıştı yine.
Bizi de hep o avluda bekler olurdu.
Ah benim güzel anam…
Birlikte yaşlansaydık ne olurdu sanki.
Ama olmadı.
Yapamadık bunu.
12 yıl oldu 'Haydee' diyeli farkında mısın?
Kulaklarımdan hiç gitmedi o hasret dolu, isyan dolu sesin.
Tek kelimeye ne çok şeyi sığdırmıştın anam.
"Haydee" 'Babanı özledim'.
'Fundukluğun kabanını özledim haydee'.
'Elimle diktiğim ağaçlara, çaylara bakayım' demekti haydee… Haydarpaşa Numune Hastanesi'nin Yoğun Bakım Servisi'nde yaşamak için gösterdiğin çabayı unutamam güzel anam…
Uzun zamandır görmediğin Kemal'in üzerini örten yeşil örtülere yanaşarak 'anaaa' diye seslenişi ile günlerdir kapalı tuttuğun o güzel gözlerini açıp, 'haa' deyişini de unutamadık be tatlı anam…
Hatırlar mısın, Sonra ben geldim yanına;
'Fistuğum üç uşağun da burada, hiç korkma' demem üzerine müstehzi bir tebessümü kondurdun dudaklarına.
İnanmamıştın iyi olacağına.
Sonra küçük bir pıhtı kopardı seni bizden.
Biliyordun demek gideceğini...
Şimdi babamla birlikte portakal ağacının altında derin bir uykudasınız… Yüreğim yokluğunuzun ağrısıyla dolu… Dayanmak ne mümkün be anam… Başka ne diyeyim bilmem ki...
Oy Fistuğum, oy…

***

Adana'nın yağız uşağı…
Hatta en yakışıklısı, Adam gibi adamı Yaşar Bayboğan… Kısa yol arkadaşlığımıza epey şey sığdırdığımız bu güzel insan da anacığımdan 6 yıl sonra ama aynı saatte ve aynı gün göçtü ebedi âleme…
Yaşar abi onca hastalığı yendi fakat pis bir kalp krizine yenildi maalesef.
Çok zamansız gitti.
Öğrencileri, dostları ve biricik eşi ile iki güzel oğlu nasıl da perişan olmuştu.
Yıkıldık be Yaşar abi…
Her Temmuz'un 7'sinde, hele de saat 13 olunca yüreğime bir bıçak saplanır sanki.
Çünkü o saatte seni ve anacığımı kaybettim.
Yaşar Bayboğan geriye iki güzel evlat bıraktı.
Babalarına layık iki güzel evlat…
Lütfi ve Gökhan, babalarından emanet aldıkları Çağ Üniversitesi'nin çıtasını daha da yukarı taşıdı… Çağ Üniversitesi 20 yaşında.
O genç bir delikanlı oldu artık.
Ama olgun, ama başarılarıyla ülkemizin gururu olan.
Güzel bir haber aldım dün.
Yaşar abi adına, ülkem ve bölgem adına beni sevinçten uçuran…
Dünyanın en büyük bibliyografik veritabanı Ideas-Repec'in 30 ayrı kritere göre yaptığı Avrupa sıralamasında, Çağ Üniversitesi 121. oldu.
Düşünsenize; Çağ binlerce üniversite arasından girdi bu sıraya.
Türkiye'den listeye giren üniversiteler sıralamasında da 3'üncü oldu Çağ.
Bu başarı üniversiteyi yöneten Lütfi ve Gökhan ile orada okuyan öğrenci ve hocaların eseridir.
Çağ Üniversitesi devler arasına girdi gülen gözlü Yaşar abi.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA