Darbeyle ilgili ilk yazımda bahsetmiştim Kemal Kılıçdaroğlu'nun o geceki kaçışından…
Aynı konuya defalarca değindim.
Tınmadı bile...
Ruhsuzlukta nirvanaya çıktı...
Cumhurbaşkanı Erdoğan ölümü göze alarak İstanbul'a geliyordu.
Üstelik yalnız da değildi.
Kılıçdaroğlu ise tankların arasından sıvışarak Bakırköy Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu'nun evine gitmişti.
Millet tankların altında can verirken o ayağında terlik, kral koltuğunda televizyon izliyordu.
Belki de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın alınmasını bekliyordu.
Ya da ölüm haberini…
Hem de vicdanı sızlamadan.
'Oteller o gece bizi almadı' dedi ya.
Yalandı.
Daha emniyetli olduğunu düşündüğü için o eve gitti.
Bir ana muhalefet lideri düşünün, Darbeyi seyreden…
Ve kılı kıpırdamadan ölümleri izleyen…
Bir Cumhurbaşkanı düşünün ölüm kusan savaş uçakları arasında memleketi işgalden kurtarmak için İstanbul'a doğru yol alan.
Adam yürümüş…
Sen değil 450 kilometre, on bin dört yüz elli kilometre yürüsen ne yazar!..
Bu duygusuzluk sendeyken...
Candaş yazar Mehmet Tezkan, "Genel başkan başladı 'lider' bitiriyor" dedi.
Adam kandıracak.
İlk kutlayan FETÖ'cü Tarık Toros'tu.
***
Aşağıdaki fotoğrafa iyi bakın…
Adamdaki rahatlık, Hele yüzündeki ifade...
Ağzının suyu akıyor sanki.
CHP'nin başı Kılıçdaroğlu'nun bu duruşu yürek çatlatır cinsten.
Adam Türkiye'nin tarihinde uğradığı en büyük ihaneti ve şehit olanları izliyor, Kılı kıpırdamıyor be.
Hain kalkışmaya 'kont-rollü darbe' diyen bu adamdı işte.
Sözde adalet için yollara düşen Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz'da saklanmayı tercih etmiş, kaçmıştı yani.
Bu adam ağzıyla kuş tutsa milletten bir oy alabilir mi?
Kılıçdaroğlu darbe gecesi düğünü böyle bitirdi, kınayı nereye yakarsa yaksın şimdi..
***
Hem bu nasıl bir vicdandır…
Ya da vicdansızlıktır öyle…
İnsanlar asker giysili teröristler tarafından kuş gibi avlandı be.
O hâlâ 'kontrollü darbe' diyor…
Memleketi işgalden kurtarmak için tankın önüne yatan Metin Doğan, "Ben o gece bedenimi siper ederken, CHP lideri önüne yattığım tanklardan kaçmış" dedi.
Metin Doğan'ın üzerinden tank geçebilirdi.
Ölebilirdi yani.
Onun gibi yüzlerce insan vücudunu tanklara ve silahlara siper ederken, CHP'nin lideri kaçmıştı işte.
Sorsan darbeye karşıydı.
Hatta bir keresinde "Tankların karşısına ilk ben çıkarım" demişti.
Ne yaptığını gördünüz...
***
FETÖ ve PKK için Ankara'dan İstanbul'a yürüyen KK'yı firari FETÖ tetikçileri öve öve bitiremiyor ama.
Avrupa ve ABD'ye kaçan FETÖ'nün medya ekibi Tarık Toros, Abdulhamit Bilici, Erhan Başyurt ve Önder Aytaç'ın övgüleri artık Kılıçdaroğlu'na yeter.
Çünkü FETÖ için yürüdü, Çünkü PKK için yürüdü...
Şimdi de milleti birbirine kırdırmak için sokak çağrısı yapıyor.
Şehitler için söylenen bir söz var:
"Biz korkak değiliz ki saklanalım,
Biz çakal değiliz ki kaçalım,
Biz kahpe değiliz ki sırtından vuralım.
Biz Türk'üz kardeşim."
Durumun özeti budur işte...
O gece tankların karşısına çıkmadılar.
O karanlık gece solcuların hiçbiri darbeye karşı çıkmadı.
Memleketin işgaline göz yumdular.
Demokrasi nöbetlerinde de yoktular.
Nöbetler yeniden başlıyor…
Memleketini ve milletini seven herkes;
Hayden nöbete…