16 Nisan'daki halk oylaması aynı zamanda bir kurtuluş savaşıdır.
Sıradan bir seçim değil bu.
Bakın Avrupa'ya, Bakın NATO ve Amerika'ya…
Nasıl da topyekûn 'hayır'cı kesildiler…
CHP'nin, HDP'nin ya da diğer partilerin 'hayır' demesini anlarız.
Hatta terör örgütleri PKK, FETÖ ve DHKP-C'nin çırpınmasını da…
Ama Avrupa'yı anlayamayız.
Onlar niye 'hayır'cı?
Neden referandumdan 'hayır' çıkması için gazetelerini bile Türkçe çıkarıyorlar?
Neden Viyana Sözleşmesi'ne aykırı davranarak bakanlarımıza ve diplomatlarımıza hayvan gibi saldırdılar?
Nedir dertleri?
Bizim iç meselemiz onları niye bu kadar ilgilendirdi?
Biz Hollanda seçimlerine müdahale ettik mi?
Ne istiyorlar?
Neden atlarla itlerle saldırdılar?
Niye bu kadar öfkeliler?
Ne yaptık?
Mesele bizim iç meselemiz değil mi arkadaş?
Size ne ulan?
Rotterdam Belediye Başkanı Ebu Cehil lakaplı Abutalip isimli it, polislerine nasıl "Bakan'ın konvoyunu vurun" der?
Demek ki korkuyorlar.
Çünkü 'başkanlık' gelince Türkiye uçacak.
***
Almanya ve Hollanda televizyonları İstanbul'da yapımı süren üçüncü havalimanını diline doladı.
Amsterdam
Schiphol Havaalanı'nın gün geçtikçe zayıflamasından yakındılar.
Üçüncü havalimanının Avrupa havacılık sektörüne büyük bir darbe vuracağını ifade ettiler.
Bize ne?
Yerin dibine batsınlar.
Üçüncü havalimanı Hollanda'nın
KLM'si ile Almanların
Lufthansa'sını bitirecek.
Bitsinler.
Bundan kuduruyorlar…
150 milyon yolcu kapasiteli havalimanı bittiğinde dünyanın en iyisi olacak…
Çekemiyorlar.
Türkiye'nin nüfusunun iki katı kadar da yolcu ağırlayacak…
Rakipleri batarken THY uçacak.
Hava yolu taşımacılığı da…
Bu yüzden
'hayır'a çalışıyorlar.
Üçüncü havalimanı, Kanal İstanbul gibi mega projeleri hayata geçiren Erdoğan'a bunun için kızgınlar.
İtleşmelerinin sebebi bu…
'Hayır' seferberliği bundan.
Rotterdam Belediye Başkanı kadın bakanımız ve korumaları için
'vur' emri verdi.
Gözü dönmüşe bakın siz.
Bu katilleri
Bosna Hersek'ten tanırız.
8 bini aşkın Bosnalı Müslüman'ı katleden işte bu o… çocuklarıydı.
Cibilliyetsiz Nazi dölleri.
***
Bu acı gerçeklere rağmen Hollanda ve Almanya ile birlikte yol arkadaşı olanımız da var maalesef.
Neofaşistlerin dertleri ortada.
Bizdeki hainlerin de…
Eyyy soytarılar!
Eyyy şaklabanlar!
Türk müsünüz yoksa Hollandalı mı?
Nesiniz lan!
Türk görünümlü Alman mı yoksa?
Ey
Aslı Aydıntaşbaş!
Washington Post'a yazdıklarından utanmadın mı?
Meğer ne hainmişsin sen?
Bu hain ABD ve Avrupalı dostlarına
'Türkiye'yi batırın' diye yalvarıyor…
Ah Aslı ah!
Sen hiç adam olmayacak mısın?
Bir hain olarak anılacaksın hep.
Geçmişte onunla az kavga etmedik.
Menfaatçi kişiliğini de çok gördük.
Mesela
Dengir Mir Mehmet Fırat'ın şarap içerken çekilen fotoğrafının yayınlanmaması için az çırpınmadı o zamanlar.
Muharrem Sarıkaya da öyle.
Aslı rüzgâra göre yelken açmayı sever.
O zaman Dengir Mir'den çıkarı vardı.
Toz kondurmuyordu adama…
Şimdi devir değişti…
Şutlandı…
Tabii kuyruk acısı da var.
Erdoğan'ı durdurmanın yolunun ekonomiden geçtiğini söylüyor.
Yol gösteriyor itlere.
Sadece Erdoğan'dan değil, ülkesinin yükselişinden de rahatsız kadın.
16 Nisan'daki referandumda sandığa atılacak her
'evet' oyu düşmana atılacak birer obüs topudur.
Bunu sakın unutmayın.