Yüzler okunmayı bekleyen kitap gibidir...
Yüzünüzün şekli, bakışlarınızın derinliği, dudaklarınızın rengi;
Duygusallık düzeyiniz, yalana meyletme ihtimaliniz, problemleri çözme yollarınız, ne kadar paragöz olduğunuz, hırslarınız, tutkularınız ve iletişim becerileriniz gibi pek çok karakter özelliğine dair ipuçları verir.
Nokta.
Gözlerine bakın…
Gözler yalan söylemez çünkü.
Dudakların sakladığını, kaş biçimi, göz şekli ya da alın ele verir.
Buraya da bir nokta koyduk…
Anlaşıldı mı?
***
Şimdi sadede gelelim.
Şaşıyorum şu adama.
Koca bir genel başkan kütük gibi yalanları söyler mi?
Hem de peş peşe…
Bari sobalık kes kardeşim.
Ufak at ki civcivler yesin.
Milleti aptal sanma.
Sen leb derken onlar gerisini anlar.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, belgelenmesine rağmen aynı yalana devam ediyor.
Neden acaba?
Bir bildiği var galiba.
Kılıçdaroğlu 15 Temmuz şehitlerine niye taktı?
Darbenin püskürtülmesine mi kızdı?
Kim bilir?
Belki de…
Daha önce 15 Temmuz şehitlerinin kardeş ve çocuklarının askerlikten muaf tutulacağı, PKK'ya karşı mücadele eden şehitlerin yakınlarının ise askerlik yapacağı yalanını savurmuştu.
Yani hükümeti şehitler arasında ayrım yapmakla suçlamıştı.
***
Bu iddiası yalanlanmasına rağmen adam tınmadı.
15 Temmuz şehitlerine kafayı taktı ki aynı yalanı bu kez de Bakırköy'deki temel atma töreninde savurdu.
"Şehitler arasına da fark koydular. 15 Temmuz şehitleri ve diğer şehitler" diyerek hükümete yüklendi.
Nasıl bir fark konduğunu söylemedi ama.
Reis'te yalan olmaz.
Ayrımcılık yapmaz.
Hem şehidin sağcısı solcusu olur mu kardeşim?
Şehit şehittir…
Ve hepsi bizimdir.
Numara yapma.
Şehit cenazelerini siyasi provokasyon zeminine dönüştürmek için bunu yapıyorsan yapma sakın.
Bu yalanları kirli emeller için söylüyorsan da söyleme.
Çünkü yemezler…
Eğer kafanızda böyle bir düşünce varsa size tavsiyem, Hemen vazgeçin.
Tezgâhınız bumerang gibi döner sizi çarpar.
***
Kemal Kılıçdaroğlu, insanların gözlerine baka baka yalan söylemeyi seviyor.
Geçmişte de böyle yaptı.
Hayati Yazıcı için söylediği yalan unutulmadı daha.
Millet kanmaz artık.
Sözüne güvenilmez damgasını yedi bir kere.
Kemal Bey, 15 Temmuz akşamı da İstanbul'da otel bulamadığı için Bakırköy Belediye Başkanı'nın evinde kaldığını söyledi…
Şu sözlerine bakın:
"O akşam oteller kapalı olduğu ve bizi otele almadıkları için Bakırköy Belediye Başkanımızın evine gittik." Buna kim inanır?
Halbuki o akşam VIP'te darbeci generallerle yarım saat baş başa konuştu…
Ne konuştuğu ise belli değil…
Yakaladığı tarihi fırsatı da tepti.
Tanklara karşı çıkabilirdi.
Darbeye direnebilirdi.
Hiçbirini yapmadı.
VIP'teki tank gittikten sonra sıvışarak oradan kaçtı.
Galiba gece yarılarına kadar Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın alınmasını bekledi.
Beklediği olmayınca çıldırdı işte.
Tekerine çomak sokan 15 Temmuz şehitlerine de bu yüzden kızgın olabilir…
