Oh ne ala…
Milletin araçlarıyla millete tuzak kurdur…
Teröristleri işe al…
Onlar da milleti bombalasın.
Yok artık!
Böyle belediye başkanlığı olur mu?
Olmaz!
Bu durum böyle gidemezdi.
Anayasada yer alan haklardan hiçbiri, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak için kullanılamaz.
Bu hainler her şeyi yaptı.
Güneydoğu'daki bir çok HDP'li belediye milletin parasını PKK'lılara akıttığı gibi terör örgütüne hendek de kazdı.
Adliyeye gelince...
Oralarda da hâlâ Gülen'e bağlı yargıçlar var…
***
HDP'li başkanlar hep PKK'ya hizmet etti.
Halka değil.
Güneydoğu'da diğer kamu kurumlarında da PKK'lı var…
Gündüz insan, gece hırt olan.
Kripto FETÖ'cüler emniyet ve adliyede kamufle olmuş.
Aleyhte çalışıyor.
Kolay değil 40 yıllık bir arızayı bir çırpıda tamir etmek…
Erdoğan'ın dediği gibi olursa bu sorun çözülür…
Teröre bulaşanlar devlet memurluğundan atılmalıdır…
Tek çözüm budur.
***
Terör örgütleri ve malum yapılarla ilişkisi olanlar, Onlarla eylem birliği yapanlar, Örgütün emir ve talimatıyla hareket edenler, Örgüte yardım edenler, Kamu imkan ve kaynaklarını örgüt veya malum yapılar için kullanan ve kullandıranlar, Örgüt veya malum yapılarla mücadeleyi engelleyenler, Örgüt propagandası yapanlar, Devlet memurluğundan derhal atılmalıdır…
***
Çıkacak yasadan sonra teröre destek veren HDP'li belediye başkanları kesin tutuklanır.
Vukuatları çok çünkü.
Teröre destek veren bedelini de ödesin artık.
Millete ihanet eden cezasız kalmasın.
Yasanın çıkmasıyla birlikte HDP'li belediye başkanları kaçış hesapları yapıyor.
Efelenip duruyorlardı.
Dokunulmazlık zırhları kalkınca paniklediler.
Çoğu soluğu Avrupa'daki ağa babalarının yanında aldı.
Ama korkunun ecele faydası yok ki…
Bu millete kurşun sıkanların cezası ağırdır.
Hesap verecekler...
***
Ah güzel yürekli babam ah!
Meslektaşı ve arkadaşı merhum Eflatun Nuri "Öküz" dergisinde onu "burnu büyük(!)" Karadenizlilerden biri olarak tanıtmıştı.
Attila Aşut ise 'kendi yolunu çizen adam' demişti onun için.
Harika bir imzası vardı, Dünyanın hayran olduğu...
Çizgileriyle dünyaya farklı bir bakış sunardı…
"Cartoonist/Of-Turkey"...
Kartvizitinde böyle yazıyordu.
Türkiye karikatüristiyim demekti bu.
***
Bir karikatür sanatçısı için, belki de başa gelebilecek en büyük felaketle karşılaşmış; gözlerine perde inmişti.
Göremediği için çizemiyordu.
Terslikler yakasını hiç bırakmadı.
Köydeki evimizde düşüp iki kalçasını kırdı.
Üst üste geçirdiği ameliyatlarla sağlığı iyice bozuldu ve bir daha kendini toparlayamadı...
***
Son darbe, anacığımın ölümüyle geldi.
Can yoldaşını yitirdi.
Yalnız kaldı.
İki yıl anacığımın mezarına baktı, Hem de göremeden…
Yağmur demedi, güneş demedi...
Portakal ağacının altındaki mezardan görmeyen gözünü ayırmadı hiç.
Çok istedim anne ve babamla birlikte yaşlanmayı…
Olmadı ama…
Fistuğum 2005'te bıraktı bizi…
Ondan iki yıl sonra da babam gitti.
Bugün babalar günü…
Yüreğim buruk ve hüzün doluyum…
Babalar gününüz kutlu olsun…