Milleti keriz yerine koydu itler…
Erdoğan düşmanlığını vatan hainliğine vardırdılar.
Yalan dolan ve iftiralarla Erdoğan'ı milletin kalbinden sökmeye çalışıyor salaklar.
Bu mümkün mü?
Asla!
Ama AYM Başkanı Zühtü Arslan'ın, "Kendimizi mahkeme yerine koyamayız.
Erteleyelim" diyen üyeye, "Bugün bitirmeliyiz" diye sert çıkması anlamlı.
Danışman Ahmet Sever'in tahliye öncesi Silivri'ye yazdığı mektup da.
AYM'de Fetullah Gülen ile irtibatlı üyelerin olduğunu biliyoruz.
26 Şubat Yüksek Yargı Darbesi'nde iş var yani.
Can Dündar'ın çıkar çıkmaz Cumhurbaşkanına meydan okuması boş değil…
'Diktatör' yaftası vurmaya çalıştığı 'Usta' sayesinde kodesten çıktığını unuttu zibidi!
Ama mahkeme bitmedi!
Neyse.
Bütçe görüşmeleri sırasında PKK'lı iki vekil, Ahmet Yıldırım ve İdris Baluken, Reis'in 'dolar milyarderi' olduğu iftirası da tuhaftı.
Gerçi Hüseyin Kocabıyık ağızlarının payını verdi.
Ama en sert tepki Cumhurbaşkanından geldi.
"İspat etmeyen alçaktır" dedi.
İspatlayın lan!
***
PKK'lı iki vekilin iftirası üzerine Google'ı taradım.
Sayısız palavra okudum.
Teki bile doğrulanmış değil.
Uludağ sözlüğüne göre Erdoğan'ın 128 milyar doları, Ekşi Sözlük'e göre de 40 milyar doları var!
Dilin kemiği yok nasılsa…
At atabildiğin kadar…
Ana muhalefetin başı
FETÖ'cü
KeMal de aynı iddiayı dillendirmişti.
Hepsi fos çıktı ama.
***
17-25 Aralık darbe girişiminde Feto piyasaya sürdüğü montaj kasetinde 1 milyar dolardan söz etmişti.
En büyüğü yüzlük olan 1 milyar ABD dolarının değil bir odaya, bir TIR'a bile sığmayacağını hesap edemedi lavuklar…
'Sıfırla' diyen o itler böyle bir paranın varlığını bilecek ve eve
Zaman ve
Samanyolu kameralarını sokmayacak öyle mi?
Dönemin İçişleri Bakanı
Muammer Güler'in oğlunun evine nasıl daldıklarını gördük.
Odaya algı için para sayma makinesi bile soktular.
P.İ.Ç.'ler kendi bakanını takmadı!
Başbakanı mı sayacaktı…
Sözlüklerden biri
"Dünyanın en zengin adamı Bill Gates'in 70 milyar doları varken Erdoğan'ın 120 milyar doları olduğunu iddia etmek iftiracıların güvenilirliğini zedeledi" diye dalga geçti.
Gerisini anlayın artık…
***
Bunlar
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a suikast bile yapabilir...
Çünkü ne yaptılarsa yıkamadılar.
Çok seviliyor.
O milletle, millet de onunla coşuyor!
İftira attılar, Pislik çıkardılar, Gezi eylemiyle başkaldırdılar.
Hiçbiri sökmedi.
Ne yaptılarsa milleti ondan soğutamadılar.
Onun milletsiz geçirdiği günü yok.
Milletiyle ağlar, milletiyle güler.
Aileden biri gibi tabuta omuz verir.
Telefonla arar…
Gariban dostudur.
Özürlüler ile yaşlılara aylık bağlayan da odur.
Bu
'Uzun Adam'ı kim bırakır?
Yedi düvel Erdoğan'ı ortadan kaldırmak için uğraşıyor.
Onu ise milletin sevgisi ve duası ayakta tutuyor.
***
Geziciler, Paralelciler ve PKK'lılar Erdoğan'ı yıkmak için omuz omuza verdi. Hep yenildiler.
Can Dündar ve
Erdem Gül ile ilgili karar açıklamadan beş gün önce
Ahmet Sever'in yazdığı mektup tahliyelerinin işareti gibiydi.
Şimdi sıra
Paralel İhanet Çetesi mensuplarına geldi.
AYM onları da tahliye eder artık!
İçimiz dışımız hain kaynıyor.
Düşmanlarımız arttı.
İşte son örnek; Dünya çapındaki profesörleri İstanbul'da buluşturacak
'Siyaset Bilimi Kongresi', 8 kişilik heyetin
"Buraya gelmeyin, güvenli değil" sözleri üzerine iptal edildi.
Heyetin başını Sabancı Üniversitesi'nden
Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu çekti.
Yazıklar olsun!
***
Ve Trabzonspor...
Kızılay'ın efsane başkanı Tekin Küçükali çok zeki biri.
Galatasaray-Trabzonspor maçında yaşanan kırmızı kart skandalını bir rozetle unutulmaz kıldı.
Tekin abi diyor ki,
"1995-1996 sezonundan bu güne Trabzonspor'la ilgili dışlama ve yok etme planı var.
Kurbağa gibi bizi yavaş yavaş pişiriyorlar.
Kırmızı kart işini şöyle düşündüm:
Spor ahlakının gündemde olması.
Haksızlığa karşı dik durmak.
Aynı hataların tekrarını önlemek.
Ve uyanık olmak.
Kırmızı rozetlerle hakemler üstünde baskı kurmak.
Alın terimizi ve emeğimizi çaldırmamak.
Yetti demek için yakamızda hep kırmızı rozet olacak."
Tekin abi haklı.
95-96 sezonunda şampiyonluğu ayak oyunlarıyla Fenerbahçe'ye kaptırmıştık.
Futbolda Anadolu ihtilali yapan Trabzonspor'u imha projesi galiba o gün başladı.