"Bıldır yediğin hurmalar, gelir seni tırmalar" derler ya, Bu da öyle oldu.
Az uyarmadık Zihni Aldırmaz'ı…
"Bak adamların belediyeye gelen herkesi haraca kesiyor, bu işin sonu iyi değil.
Her yere resim asmayı bırak da bu işlerle ilgilen" dedik.
Anlatamadık.
Milleti haraca kestiler.
Para veren düdüğü çaldı, vermeyen hava aldı.
Rant altı yüz milyonu aştı.
"Burnumuza pis kokular geliyor" dedik.
Yine de bildiğini okudu.
Ardından Afrika'daki FETÖ okullarına belediyenin parasıyla bilgisayar alındığını öğrendik.
Pensilvanya seyahatlerinin başladığını da…
İşler çığırından çıktı ama başkan ve arkadaşlarını Paralel savcılar korumaya aldı.

Dün sabah Adana Cumhuriyet Başsavcısı Ali Yeldan düğmeye bastı.
Polis Paralelci avına çıktı.
Elebaşı konumundaki Büyükşehir Belediyesi eski Genel Sekreter Yardımcısı Ferat Yüksel, Başkan Vekili Zihni Aldırmaz, eski Adana Ticaret Borsası Başkanı Muammer Çalışkan, FETÖ'ye bağlı Burç Okulları Genel Müdürü Sultan Sözeri, Karteks firmasının sahiplerinden Halil Kadı'nın kardeşi Bekir Kadı ile birlikte Paralel Yapı mensubu 27 işadamı ve belediye görevlisi gözaltına alındı.
Suçları, teröre finansman sağlamak, suç örgütü kurmak, üye olmak, nüfuz kullanmak ve resmi belgede sahtecilik…
Sırada müteahhitler ve mobilyacı takımı var.
Eski il imamı Ömer Ekinci ile belediyenin adliye ve emniyetteki dosyalarını kapatan imamı Cemal Tahir Soncu yurt dışına kaçtı.
İkisinin de suçu büyük.
Paraların bir kısmı cebe, geri kalanı da örgüt lideri Feto'ya gitti.
Adamın okulları ihya oldu.
Paralel savcılar sayesinde Adana'yı at koşturdukları çiftliğe çevirdiler.
İstediğini tutuklattılar, istediğini serbest bıraktılar.
Paralel medya belediyenin parasıyla ihya oldu.
Feto'ya ait Kanuni Üniversitesi'ne ise büyük kıyak çekildi.
Rüşvet alenileşti. Hüseyin Sözlü'nün de sonu farklı değildir.
Çünkü onun hakkında da benzer iddialar var.
Dün sabah polisin bu sürprizi olmasaydı ben bugün hain bildiriye imza koyan sözde akademisyenlerin üniversitelerden kovulmasını isteyecektim.
Vatan ve millet düşmanı Sedef Kabaş isimli gazetecinin, "İstanbul vurulmadıkça Türkiye uyanmaz" şeklindeki sözleri için 'Hesap sorulsun' diyecektim.
Daha ne bekleniyor?
Sözde akademisyenler de üniversitelerden kovulsun.
Erdoğan düşmanı, Ermeni dostu ve PKK aşığı Hasan Cemal'i de yazacaktım.
Adam iyice tozuttu.
Cumhurbaşkanına saldırmadığı gün yok.
Gerçi dedesinin katili bir Ermeni ile kadeh tokuşturan adamdan başka ne beklenir ki?
Elbette hain akademisyenlere de arka çıkacak.
Haa…
Şu zibidi var ya şu zibidi…
Hani Cumhurbaşkanına küfreden…
O da 'Beni de alın' diye bir tweet atmış.
Sahi Paralel'in çakalı olan bu adam niye hâlâ dışarıda?