Batı, kendi yarattığı 'canavar ile baş edemiyor artık…
Örgütlediği ve silahlandırdığı PKK ve diğer terör örgütleri, Avrupa başkentlerinde ölüm kusuyor.
AB döktüğü kanda boğuluyor.
Olan masumlara oluyor…
Erdoğan'la görüşen Obama, katliamı İslam'ın değil terörist IŞİD'in yaptığını söyledi.
Olayın alfabesinden başladı yani. Bekir Coşkun ise katliamın faturasını İslam'a kesti ve Erdoğan'a yüklendi.
Uçkur düşkünü Can Dündar da Fransa'nın Çanakkale ve Cezayir'deki gibi 'hoyrat' olmadığını söyleyip Türkiye'yi suçladı.
Katliamla Erdoğan'ın ismini yan yana anmak için de, "Fransa katliamından 3 gün önce bakın Erdoğan ne demişti" dedi.
Baktık…
Sahi ne demişti Erdoğan?
"Terör karşısında ilkesel bir duruş sergilenmemesi halinde bu ateş eninde sonunda tüm dünyaya sıçrar."
Yalan mı söyledi hain?
Paris'te akan kan kimin eseri?
***
Ortadoğu'yu kan gölüne çeviren kimdi?
ABD Irak'ı,
Fransa, İngiltere ve
Almanya ile birlikte işgal etmedi mi?
Kaddafi'yi kim öldürdü?
Fransa değil mi?
Susmayın, konuşun ulan!
Suriye'deki iç savaşı örgütleyen, Türkiye'de 50 bin insanın canına mal olan PKK'lıları Fransa'ya yerleştiren kimdi?
Fransa'nın sabıkası çok.
Cezayir'de, Tunus'ta ve Fas'ta yaptıkları unutulmaz!
Gaziantep, Kahramanmaraş ve
Adana'da yaptıkları da…
Afrika ve Ortadoğu'daki yoksulluk ve zulümde de payı büyüktür Fransa'nın.
Can Dündar her ne kadar
'Hoyrat değil' dese de teröre verdiği destek ortadadır.
Maalesef yaptıklarının cezasını çekiyor Fransa…
Ne yazık ki masumlar ölüyor!
***
"Paris katliamını içimizdeki hainler evirir çevirir, sonunda Erdoğan'a mal eder" demiştim.
Öyle de oldu…
Örneğin
Aydın Doğan'ın
Hürriyet'i
"Bağdat, Silvan, Ankara'da…" ifadesini kullanarak, Paris'teki terör saldırısıyla, devletin Silvan'da PKK'lılara karşı yaptığı operasyonu bir tuttu.
Hainlikte nirvanadır bu.
Sözcü'nün tetikçisi
Bekir Coşkun ise,
"Bunları yapanları Allah yolunda yakacaksın. Ankara Garı'nda, ha Suruç'ta, ha Paris'te" dedikten sonra polemik için Erdoğan'ın mahkum olduğu
Ziya Gökalp'in şiirinin bir bölümünü yazısına aldı:
"Camiler kışladır…
Minareler süngü…
Kubbeler miğferimiz…"
Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı
Fatma Şahin'in seçim sonrası söylediği
"7 Haziran Uhud Savaşı'ydı, 1 Kasım Hendek Savaşı…" benzetmesine kadar da işi uzattı.
Hala alçakça algı çalışmasına devam ediyorlar…
***
Terörü tasvip etmek, Paris için
'oh oldu' demek elbette mümkün değil.
Çünkü kan akıyor, Canlar yanıyor.
Ama Ortadoğu'da milyonlarca insanı evinden, yurdundan eden de bunlardı.
Libya'da aynı şeyi yaptılar.
Oralar terör tarlasına döndü.
Adım başı bir örgüt var.
Örgütleyenler belli.
Finansını sağlayıp silah verenler de.
Suriye ve Irak'ta
'iç savaş' bitmeden, yani o topraklara barış gelmeden dünyaya barış gelmez.
G20 acı bir haberle başladı.
İnşallah güzel haberlerle sona erer.
Yine zirveden inşallah bir insanlık suçu olan terör için ortak bir karar çıkar.
'Bana dokunmayan yılan bin yaşasın' anlayışı da terk edilir artık.
Bitirirken şu notu eklemem lazım; Malum medya ve cenah, Erdoğan'ın G20'ye damga vurmasıyla deliye döndü.
Hele Obama görüşmesindeki samimiyet ve sıcaklık Paralel'cileri kudurttu…
***
Bari bir kıssadan hisseyle son noktayı koyalım…
Can Dündar gibilerin düşüncelerini değiştirecek değiliz.
Böyle bir niyetimiz yok zaten.
Onlar İslam düşmanıdırlar.
"IŞİD üyesi, Hristiyan bir çiftin arabasını durdurur ve direksiyondaki adama Müslüman olup olmadıklarını sorar.
Hristiyan adam
"Müslümanız" der.
IŞİD üyesi,
"Öyleyse Kuran'dan bir ayet oku" der.
Hristiyan adam, İncil'den bir ayet okur.
IŞİD üyesi,
"Evet, doğru" der ve adamın yoluna devam etmesini söyler.
Yola devam ederlerken adamın karısı,
"Nasıl böyle bir riski göze alabilirsin?
Neden Müslüman olduğumuzu söyledin?
Yalan söylediğini anlasalardı her ikimizi de öldürürlerdi!" diye şikayet eder.
Kocası,
"Meraklanma.
Kuran'ı bilselerdi masum insanları öldürmezlerdi" diye yanıtlar karısını."
Hakiki Müslüman insana kıyamaz Can Efendi!
İhaneti ve uçkuru bırak da bunu kafana sok Feto'nun uşağı!