Erdoğan, "Analar ağlamasın" dedi.
Barış için büyük risk aldı…
Baldıran zehri içecek kadar iddialıydı.
Dostça ve insancaydı.
O süreçte dağlardaki silahlı unsurlar ülke dışına çıkacaktı.
Ama 'çözüm süreci' yerli yabancı herkesi rahatsız etti.
'Barış' istemediler. Erdoğan'a ise demedik laf bırakmadılar.
MHP, "Apo'yu da özgür bırakırlar" diyerek barışa karşı çıktı.
CHP ise "Ülkeyi sattılar" dedi günlerce.

Her şeyi göğüsledi.
"Yeter ki kan dursun!"
"Gözyaşı dinsin!"
"Analar ağlamasın!"
"Huzur gelsin!" dedi. Şer cephesini umursamadı.
Ama PKK, KCK ve YPG durmadı ki...
Durmadı puşt oğlu puştlar.
Yol kestiler, kimlik sordular.
Devlet 'Ya sabır' çekti.
İstanbul'un göbeğinde bile yüzü maskeli, eli Keleşli teröristler gördük!…
Kandil ve İmralı'yı su yolu yaptılar.
Meğer plan başkaydı.
Şehirler silahla doldu.
HDP'li Faysal Sarıyıldız bile örgüte silah taşıdı.
Muş Milletvekili Burcu Çelik ile Hakkari Milletvekili Abdullah Zeydan meydan okudu.
HDP Şanlıurfa Milletvekili de öldürülen PKK'nın Tunceli sorumlusuna ağladı günlerce.
İş çığırından böyle çıktı.
Erdoğan'ı indirmek için Paralel İhanet Çetesi (P.İ.Ç.) PKK ile işbirliği yaptı.
Bölge ajanlarla dolduruldu.
Örgüte silahı ABD ve Almanya verdi. Aydın Doğan medyası ise PKK'ya destek. Murat Karayılan, Cemil Bayık, Duran Kalkan, Mustafa Karasu'nun keyfi yerindeydi.
Dağlıca baskınından sonra diğer katliamlar başladı.
Yürekler böyle yandı.
Cizre'de 'özerklik' ilan etmeye kalkıştılar.
Arabaları yaktılar.
Sokaklara mayın döşediler.
Kandil de 'Silah bırakmayız' diyerek ayaklandı.
Çakallar ulumaya başladı yani.
HDP, Paralel İhanet Çetesi ve CHP sayesinde 80 mebus çıkarınca şımardılar.
Suruç katliamını Ceylanpınar'da yatağında uyuyan iki polisimizin şehit edilişi izledi.
Kudurdular!
HDP'li belediyelerin devletin araçlarıyla tonlarca patlayıcıyı yollara döşediği anlaşıldı.
Paralelci polisler seyretti.
Bıçak kemiğe dayandı yani.
Yaşananlar barış için baldıran zehri içmeyi göze alan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tepesini attırdı.
Şehit haberleriyle çıldırdı.
PKK'nın Kürt halkına yaptıklarını görünce öfkesi büyüdü.
Kamu düzeni önemliydi.
'Vur' emri böyle verildi.
Anka işaretledi, Parslar bombaladı.
Kandil, Zap, Metina gibi PKK kampları ile Munzur ve Düğün dağlarına bomba yağdı.
Yüzlerce terörist telef oldu…
Bu kez halkını katleden Esad'a ses çıkarmayan ABD, Almanya ve İngiltere operasyonların durması için devreye girdi.
Kasımpaşalı durmaz artık!
Kafayı bozdu bir kez…
İyilikle olmadı.
Sorunu böyle çözecek.
Sortilerin ardı arkası kesilmiyor artık.
PKK bomba manyağı oldu.
Murat Karayılan ve çetesi Kandil'den kaçtı.
Karayılan, "T.C. kararlı, böyle devam edemeyiz.
Yok olup gideriz" diyor.
Hürriyet ne yazık ki bu haberi verirken bile PKK'yı koruyan bir dil kullanıyor.
Erdoğan Karadenizlidir…
Merttir, Delikanlıdır, Adam gibi adamdır, Karıncayı bile incitmek istemez.
Ama damarına da basmayacaksın arkadaş!
O damar vatandır.
O damar askere, polise uzanan silahtır, O damar vatana ihanettir!
Kurulan pusudur!
Kısacası deniz bitti…
Eli kanlı katillerin kökünü kazıma zamanı geldi.