Böyle çakallık görmedim.
AMK'nın Sözcü'sü yazarlarının köşesini puştluk için boş bıraktı.
Sebep 'baskı altındayız' havası yaratmak.
İçte ve dışta böyle bir rüzgar essin istediler.
Gülen medyası 'medyaya baskı var' algısı vermek için gazetelerini çıkarmayabilir de...

İçlerinde Ekrem Dumanlı gibi kabadayılar da var.
Racon kesti zibidi.
Cumhurbaşkanı'na dayılandı.
"Ya adam gibi gider ya da gitmek zorunda kalır" diyor.
Ne demek bu?
Bu nasıl bir terbiyesizliktir?
Külhanbeyi misin sen?
Bir yayın yönetmeni böyle laflar edemez.
Cumhurbaşkanı'na bu tehdidi yapabildiğine göre arkasında birileri olmalı.
Kime güveniyor bu rezil?
Arkasında kim var?

Uyduruk konsey bir yanda, malum yazar/çizer diğer yanda, mahkeme kararıyla Akın İpek'e yapılan kara para aklama operasyonunu 'medyaya baskın' olarak gösterdiler.
Yalanı peynir ekmek gibi yiyor namussuzlar.
MASAK, Akın İpek'in FETÖ'ye 7 milyar dolar aktardığını saptadı.
7 milyar dolar bu şirkete girdi.
Peki nereye gitti?
Kara para aklama gibi ciddi iddialar var.
Baskın yapılmasa mıydı?

MHP lideri Devlet Bahçeli, yargının operasyonuna tehdit savurdu.
CHP'nin başı Kemal Kılıçdaroğlu ise kara para ve terör finansmanı gibi sıkıntılı bir konuya balıklama daldı.
Ve Akın İpek'e kefil oldu.
Hem de polisin elindeki bilgi ve bulguların ne olduğunu bilmeden…
KK, firari konumdaki zanlıyla telefonla konuşup destek verdi.
Ahmet Altan isimli müptezel de Cumhurbaşkanı'nı tehdit etti.
AK Parti'nin 1 Kasım seçimlerini kazanması durumunda iç savaş ve darbe olacağını söyledi.
Kafa bu işte.

Cumhuriyet aynı. Hürriyet desen öyle…
Zaman, Yurt ve diğerlerinin haberleri de, manşetleri de bir…
Vatana ve millete ihanet eden yayınlarını özgürce sürdürüyorlar.
Ama hâlâ 'özgürlük yok' diyorlar…
Daha ne özgürlüğü istiyorlar acaba?
Böyle gazetecilik mi olur?
Sözcü, küfrettiği Cumhurbaşkanı'nın açtığı 67 davayı 'basını susturmak' olarak niteliyor.
Şahsıma açılan dava sayısı yüzleri geçti.
Aralarında Sözcü'nün açtığı davalar da var.
Grubumuza açılan dava sayısı ise 2 bin civarında…
67 rakamına gülmemek elde değil.

Kaldı ki Gülen medyası eskiden beri özgür değil.
Baskıya girmeden önce her sayfa Gülen'in kontrolünden geçer.
Televizyonda Gülen'e sorulmadan haber yayınlanamaz.
Balyoz ve Ergekon davalarında sahte belge ve kumpaslarla algı operasyonu yaparak adaleti yanıltanlara da 'özgür medya' denemez…
Emniyet ve yargıdaki kozmik adamlarla paralel çalışan, organize güç haline dönüşen medya da 'özgür' değildir.
Bunu ben değil 35 yıl Fetullah Gülen'in yanında kalan yazar Hüseyin Gülerce söylüyor.
Masal okuyorlar yani.