Egeli SABAH çalışanlarını kutluyorum.
Adamı şey yaparken yakalamışlar.
Kimi mi?
Halk TV'de Uğur Dündar'la birlikte kadınlara çıplak gezmeyi tavsiye eden fitneci Soner Yalçın'ı…
Yalçın, Erdoğan'a iftira atmak için kurulan büyük çetenin kalemşorlerindendir.
Palavralarla doldurduğu 'Kayıp Sicil/ Erdoğan'ın Çalınan Dosyası' kitabının yazarı hem de 'Şer Odası'nın sahibidir.
Şimdi gelelim ne yaptığına.
***
Egeli SABAH'ta okudum.
Soner Yalçın efendi, Çeşme'de tarım arazisi üzerine lüks bir villa yaptırmış.
Ama kaçak…
Bu adamlar
'Dürüstlük' kavramını kendilerine gelince unuturlar…
Hepsi böyledir…
Her haltı yerler.
Ama gizli gizli…
Tarım arazisine kaçak inşaat yaptıran Yalçın'ın villası mühürlendi. Hakkında da yasal işlem başlatıldı…
Yalçın,
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Köşkü için demediğini bırakmadı…
AK Saray'ın kaçak olduğunu günlerce yazıp çizdi.
Sanki saray Erdoğan'ındı.
***
Bu çete güzel yerlerde yer, içer.
Yeşile bayılırlar.
Orada yayılırlar.
Fırsat bulurlarsa ele geçirirler.
Çaktırmadan binayı dikerler…
Kapısına da
'Özel mülktür, girilmesi yasaktır' levhası asarlar…
Su ve elektriği de kaçaktır.
***
Desen ki
"Yahu Soner kardeş, etrafında at eşek çiftliği var…
Bu villa ne iş?"
Hemen
"Ben de at işine merak saldım.
Burada at yetiştireceğim" der…
Veya
"Tarım arazisine villa yapılması yasak değil mi arkadaş?" diyen bir kadınsa;
"Villayı millayı bırak.
Soyun sen, inadına mini etek giy arkadaş" diyebilir…
"Villan mühürlendi yıkılacak"
sözünü saptırmak için de yalandan racon keser:
"Erdoğan'ın hassas yeri; para! 'Gömlek' değiştirmesinin nedeni buydu; siyaset yapmasının amacı buydu.
Sınıf atlamayı hayatının merkezine koyan nefsi aç bir İslamcı politikacı tipi."
***
Bu çete böyle bir çetedir işte…
Hepsi aynı gazetede cem olmuştur.
Her gün Erdoğan aleyhinde yalan ve iftira dolu yazılar kaleme alıyorlar…
İşleri bu.
Dürüstlükten, erdemden dem vururlar ama el altından türlü filmler çevirirler…
O kaçak villa gibi…
Egeli SABAH'taki arkadaşlarımı kutluyorum.
Bu çapulcuların içyüzlerini gösterdikleri için…
***
Bir notla bitireyim bari.
Dürttüğüm
'Tutma' uyuz sesini yükseltti dün.
Epey zamandır
"Nerede bu it? Havlamıyor" diye hayıflanıyordum.
Adam bodoslama daldı, beni ve ailemi ölümle
'tehdit' etti.
Anlaşılan bedavaya kapattıkları binlerce dönüm hazine arazisine devletin el koymasını benden bildiler.
Bu
Tutma, 'Allah'ın verdiği canı Allah'tan başka alacak kimse olmadığını' bilmiyor galiba?
Ne çok korktum bilse!
Gelelim ağızlara sakız olan
'çete davası'na…
O dava bitti koçum.
Hem de günler öncesinden.
Kumpasçılar içeri girdi.
Hala haberin yok mu zibidi!..