Önce Hanefi Avcı'nın 'Haliç'te Yaşayan Simonlar' kitabı, şu sıralar da Sabri Uzun'un 'İn' kitabı ortalığı kasıp kavuruyor.
Avcı, kitabı yüzünden 15 yıl ceza aldı…
İki yıl tutuklu kaldı.
Paralel yargı cezasını hemen onayladı.
Uzun'un korktuğu ise başına gelmedi.
Şu sıra ekran ekran geziyor.
Bir gün Baykal'a kurulan tuzağı, ertesi gün MHP'ye yapılan kamera kumpasını anlatıyor.
Kimine göre Uzun'un kitabı Türkiye'de gizli saklı kalmış her şeyi aydınlatıyor.
Kimi de 'Kitabı on savcı bölüşerek okumalı' diye ahkam kesiyor.
***
Uzun, polis-savcı ve yargıç işbirliğinin nasıl çeteleştiğini anlattı.
Ergenekon sanıklarının çoğu Sabri Uzun'u tanık olarak gösterdi; Dinletip kurtulmak için...
Tek umut oldu.
Çünkü eski istihbaratçı,
Ergenekon Şeması'nın sahteliğini belgelemişti.
Ama Ergenekon tutukluları boşuna bekledi.
Adamı çağırmadılar bile.
Meğer o da bavulunu hazırlamış, gözaltına alınmayı bekliyormuş.
***
'Avcı' lakaplı polis şefi çok satan kitabında, Gülen'in başta emniyet olmak üzere yargı, ordu ve diğer devlet kurumlardaki yapılanmasını anlatmıştı.
Hanefi Avcı, ışık evlerinde kalmış, Gülen ile tanışmıştı.
O da Cemaat'in devleti teslim aldığını, amacına ulaşmak için şantaj, iftira ve karalama kampanyası gibi yöntemler kullandığını ve Hükümet'e alternatif bir yapı kurduğunu yazdı.
***
Gidelim 1999 yılına.
Cevdet Saral'ın Ankara Emniyet Müdürü olduğu o parlak yıla…
Ya da daha eskiye.
Ünal Erkan'ın Emniyet Genel Müdürü olduğu yıllara.
Yani 1991'e…
İlk Fethullah olayı o zaman patladı.
Polis okullarında torba içine torba konularak kura çektiriliyordu.
Fethullahçı polislere ikinci torbadan önemli görevler ve güzel yerler veriliyordu.
Fethullahçı olmayanlara da sıradan görevlerin olduğu torbadan kura çektiriliyordu.
Fethullaçı polisler iyi ve önemli görevlere hep böyle geldi.
Bu tezgahı bir emniyetçinin oğlu bozdu…
Olayı Ünal Erkan'a anlattı.
O da suçüstü yaptı.
Yapanlar cezasız kaldı.
Ama Erkan, Genel Müdürlükten alınıp olağanüstü hal valisi yapıldı.
Gülen'in palazlanması işte o yıl başladı.
***
İkinci olay 1999'da yaşandı.
Cevdet Saral Ankara Emniyet Müdürü,
Osman Ak da yardımcısıydı.
Emniyet Genel Müdürlüğü Saral'a, Cemaatle ilgili bir rapor hazırlama görevi verdi.
Saral, Fethullah'ın Emniyet içindeki örgütlenmesini en ince ayrıntısına kadar belgeledi…
Rapor sonrası Ak ve Saral'ın başına gelmeyen kalmadı…
Aydın Doğan medyası iki başarılı polisi adeta linç etti.
Paralel ekip ikisini de telekulakçı olmakla suçladı.
38 istihbaratçı ile birlikte emniyetten tasfiye edildiler.
Gülen bu savaşı da kazanmıştı.
***
Üçüncü hamle 7 Şubat 2012'de geldi…
Savcı,
Oslo'da süren görüşmelerle ilgili olarak MİT Müsteşarı
Hakan Fidan'ı ifadeye çağırdı.
Maksatları önce Fidan'ı sonra Başbakan'ı tutuklamaktı.
Erdoğan ameliyat masasından kalktı ve bu darbe girişimini önledi…
Dördüncü hamle 17-25 Aralık darbe girişimiydi.
Olanları biliyorsunuz.
Eğer Cevdet Saral'ın 1999'da hazırladığı raporun gereği yapılsaydı bugün böyle bir örgüt olmayacaktı.
Acaba Sabri Uzun görevdeyken o raporun gereğini niye yapmadı?
Benimkisi merak işte…