Her yeni yıl;
Acıları, hüzünleri, hayal kırıklıklarını, bitmiş sevdaları, gözyaşlarını, sevinçleri, ümitleri, özlemleri, doğum ve ölümleri geride bırakır…
2015 de savaşlardan, acılardan, felaketlerden uzak; İnsanlığa huzur, sevinç, neşe, barış, sevgi, dostluk, mutluluk ve umut getirir inşallah.
***
Zor bir yıl oldu.
Ayrılıklar, kavgalar, savaşlarla geçen…
Bu yıl hoşgörü eksikti.
Saldırganlık hakimdi.
Patlamaya hazır bir bomba gibiydik.
Sokaklar yandı, darbe girişimleri yaşandı.
Her yeni yıl; yeni atılımları içinde besler…
Her yeni yıl, umutlar yılıdır.
Gerçekleşmese de…
Çoğalan sevgilerin ve umutların habercisi...
Unutmayın ki nerede yaşam varsa, orada umut vardır.
Yaralı bir kalbim, fakat kocaman sevgim var.
Hayallerim umutlarımla, kalbimse sevgimle büyüyor.
***
'Keşke'nin dilimizde yeri çoktur.
Ne çok anlam yükleriz bu kelimeye.
Peki ya kaç tane
'iyi ki' var hayatımızda?..
'Keşke'lerin karşısına bir tane de 'iyi ki' koysak ne olur…
Kapat gözlerini ve düşün…
Geçmişe dönük 'keşke'lerle yaşamaktansa, 'iyi ki'leri tercih et.
Daldan dala uçtum yine değil mi?
Nerede kalmıştım?
Ha, umut etmeyi bırakmayalım.
Yeni yılda da güleceğiz, Ağlayacağız da…
Güzel şeyler düşünelim.
Gözlerimizin içi parlasın, dudaklarımızda tebessüm belirsin.
Dışarıdan bakanların hoşuna gitsin halimiz.
Onlara da umut aşılayalım.
***
2003'ü 2004'e bağlayan o geceden sonra bir daha yeni yıl yazısı yazmadım.
İlk yazımı acı hatıralarla birlikte yazıyorum.
O gece de çalışmıştım.
Zigana, Akçaabat, Boztepe arasında mekik dokumuştuk.
Millet eğlenmiş, biz bakmıştık.
İçimde bir sıkıntı vardı.
Niyesini bilmediğim.
Gece berbat geçiyordu.
Alkollü direksiyona geçen, sonra da hayata veda eden gençleri gördüm o gece.
2004'e girerken havai fişeklerin gökyüzünü aydınlatması, Zigana geçidinde karda yanan ateşin üstünden atlayanların komik halleri bile işe yaramadı.
Herkes neşeliydi.
Benim dışımda…
***
Bana canından can katan anam o gece ecelle boğuşmuştu.
İçimin daralması bundanmış.
1 Ocak 2004 Perşembe…
O kara günün sabahı…
Soluğu
Of'ta almıştım.
Saat 11 olmuş hala kalkmamıştı anam…
Oysa üzerine güneş doğmazdı ki. Odasına girdim.
Bir tuhaftı.
Sabaha kadar uyuyamamış, Kıvranıp durmuştu.
"Yandım yandım kül oldum" dedi.
Hastaneye gittik.
Meğer felç geçirmişti
Fistuğum.
Bir yıl sonra da bizi ebediyen bırakıp gitti…
O zamandan beri her yeni yılın ilk günü anam gibi kavrulup duruyorum.
İyi yıllar...