Ekrem Dumanlı ve Hidayet Karaca…
İkisi de kumpasçı. İkisinin
de günahı çok…
Günahlarını iki TIR çekemez!
Neler yapmadılar ki…
Her taşın altından onlar çıktı…
Mustafa Kaplan'ı boş yere 16 ay hapis yatırdılar.
Adam daha savcının huzuruna çıkmadan Zaman gazetesi onu suçlu ilan etti.
"El Kaide operasyonunda yakalananlar Ergenekon sanıklarıyla bağlantılı" haberi Zaman'ın arşivinde.
***
Bu kadar mı?
Değil tabii…
Eski Genelkurmay Başkanı
İlker Başbuğ'u terör örgütü kurmakla suçlayan bunlardı.
Gözleri görmeyen
Mehmet Doğan'ı örgüt liderliğinden hapis yatıranlar da…
Kızmışlardı Mehmet Doğan'a.
Çünkü Fethullah Gülen'in, Bediüzzaman'ın eserlerini tahrif ettiğini, İslam dininin içini boşalttığını söylemişti.
***
Bu ekip akla ziyan davalarla önce AK Parti'yi yıpratıp eritmeye çalıştı.
İlker Başbuğ gibi diğer operasyonların talimatını Erdoğan'ın verdiği yalanını yaydılar.
Bir algı çalışması yaptılar.
Önce hükümeti uyduruk delillerle açtıkları davalarla yıkmak istediler.
Ergenekon, Balyoz, KCK, Poyrazköy, Devrimci Karargah…
Büyük gürültü çıkaran davalardı.
Hükümeti yıkmak için çok insanın canını yaktılar.
Ama yıkamadılar.
Bunun üzerine 7 Şubat'ta MİT Müsteşarı
Hakan Fidan'ı ifadeye çağırdılar.
Fidanı gözaltına alacaklardı.
Ardından da ameliyata giren Erdoğan'a kelepçe takacaklardı.
***
O tezgah da tutmadı.
Bu kez
OdaTV'ye operasyon yapıldı…
Ahmet Şık ve
Nedim Şener gibi gazeteciler hapse atıldı…
Ve
Darbe Günlükleri…
Sonra
Zekeriya Öz'ün hala konuşulan
şike davası başladı.
Fenerbahçe Kulübü Başkanı
Aziz Yıldırım cezaevine atıldı.
Şükrü Saraçoğlu Stadı'nda Erdoğan aleyhinde sloganlar yükseldi.
Yine arzuladıkları olmadı.
***
'Askeri casusluk' davası başladı bu kez.
Koca koca subaylar tutuklandı.
Hükümete nefes aldırmadılar…
Her defasında Erdoğan hedefe konuldu.
Bu arada Gezi eylemleri teşvik edilerek ortalık yakıldı, insanlar öldü…
Hükümet yine dimdik ayaktaydı…
Sahneye Erdoğan çıktı.
30 Mart seçimleri öncesi 17 ve 25 Aralık operasyonları yapıldı.
Bakan çocukları gözaltına alındı…
Paralar ayakkabı kutularına dolduruldu…
Para sayma makinesiyle çekilen fotoğraflar Zaman'a servis edildi…
***
Kısacası Erdoğan'dan kurtulmak için ellerinden geleni yaptılar…
Seçime giderken İzmir odaklı liman operasyonu geldi…
Adana'da MİT TIR'ları durduruldu…
TIR'lar arandı…
MİT'çiler darp edildi.
Gülen cemaatini eleştiren
Nuri Turan ile
Mehmet Doğan'ın da aralarında bulunduğu çok sayıda kişi
Tahşiyeciler örgütü üyesi yaftasıyla yalan delillerle tutuklandı.
Yüzlerce insan boş yere hapis yattı.
***
Latif Erdoğan'ın dediği gibi perde arkasında hep
MOSSAD ve
CIA vardı…
Başarabilselerdi;
Kendini halife ilan eden Fethullah Gülen Türkiye'ye dönecekti.
Gölbaşı ve Bursa'da Beyaz Saray benzeri konutları hazırdı…
Erdoğan kendini ortaya koyarak darbeye engel oldu…
Dünkü tam sayfa ilana bakınca aklıma bunlar geldi işte.
'Özgür basın susturulamaz' başlığıyla yayınlanan ilanda,
"Gazetecileri derhal serbest bırakın" diyerek
Ekrem Dumanlı ve
Hidayet Karaca
için hükümete
resmen ültimatom verdiler.
Arka planda yine ABD, İsrail ve yine Almanya vardı…
İşte hikayenin özeti...