Halkın gündemini en iyi berberler sonra da taksiciler bilir.
Kentin, siyasetin ve ekonominin nabzı oralarda atar.
Mesela ben tıraş için koltuğa oturur oturmaz berberimle sohbete başlarım.
Ankara'daki berberim dedikoduyu severdi.
Kimin eli kimin cebinde bilirdi. Adana'daki berberim ise siyaseti seven bir Cemaatçidir…
Ama paralelci değil. Cübbeli Ahmet hocanın müritlerindendir.
***
Bu seçimlerde halkın nabzını biraz da berberimle birlikte tuttum.
Doğrusu her iki seçimin sonucunu anketlerden daha iyi bildi.
Oysa abi ve ablalar, montaj kasetlerle kapı kapı dolaşıp propaganda yapmıştı.
"Erdoğan'ın işi bitti" diye bayram bile yaptılar.
'Büyük turp çıkıyor' diyerek kafa bulandırdılar.
'Ya tutarsa' mantığıyla çok attılar.
Tabii morardılar.
***
Pensilvanya ekibi AK Parti'yi
'hırsız' ilan edince Yunus'un sesi sokağa taştı.
Boğaz damarları şişti, yüzü kıpkırmızı bir vaziyette
"Evet çaldı ulan" dedikten sonra haykırarak konuşmaya başladı,
"Çaldığı paralarla her ile bir üniversite yaptı"
"Çaldığı paralarla 22 tane havaalanı yaptı"
"18 bin kilometre yol yaptı"
"15 katrilyon nema ödedi"
"224 tane paletli ambulans aldı"
"Çaldığı paralarla IMF borcunu ödedi, IMF'e de 5 milyar dolar borç verdi"
"Marmaray'ı yaptı"
"Uzaya uydu gönderdi"
"Yatalak hastalara maaş bağladı"
"İlk yerli savaş helikopterini, tankını, gemisini ve insansız hava aracını yaptı"
"Ya öncekiler çaldıklarını ne yaptı?" diyerek bağırdı…
***
Oysa berberimin saymadığı daha çok hizmet vardı.
Üçüncü köprü, hızlı tren, üçüncü havalimanı gibi…
30 Mart'ta hüsrana uğrayan P.İ.Ç., 10 Ağustos için 14 parti birleşti.
Buna rağmen çatı aday çıkaran CHP ve MHP hezimet yaşadı.
Hem paralelciler hem CHP ve MHP şimdi de pişkin pişkin,
"Erdoğan'ın köşke çıkmasını biz istedik.
Onsuz AK Parti biter" diyorlar.
Koltuktan kalkarken Yunus'la birlikte gülerek
'umut fakirin ekmeği' dedik ve gırgırımızı geçtik.