Kuduz virüsü beyne ve omuriliğe yerleştikten sonra, kudurma başlamış demektir.
Hayvanın kuduz olup olmadığını o zaman anlarız.
Kuduran hayvan huzursuz, tedirgin ve hırçın olur.
Çünkü virüs, merkezi sinir sistemine girmiştir.
***
Hayvan saldırganlaşır.
Gördüğünü ısırır.
Bu döneme
'kudurma evresi' denir.
Bu süre içinde hayvanda felç belirtileri ortaya çıkar.
Su içmek istemez, tükürüğünü yutamaz ve ağzından salya akar.
Havlaması, boğazında bir şey varmış gibi boğuktur.
Işıktan rahatsız olur.
Karanlığı tercih eder.
***
İnsanda ortaya çıkan belirtiler de aynıdır.
İnsanların kudurması çırpınma ve huzursuzlukla başlar.
Kaslar ağrılı bir şekilde kasılır.
Sonra felç gelir.
Ağrılar şiddetlidir.
Hele de boğaz kaslarında...
Hasta su içemez, su görmekten bile korkar.
Yutkunma ve nefes alıp verme refleksleri durur.
Bu belirtiler tedavi imkanının kalmadığını gösterir.
***
Teşbihte hata olmaz.
Şu sıralar kuduran insan sayısı arttı.
Ama hepsi Paralelci.
Bu bir tesadüf değil.
Deşifre oldukça sinir sistemleri de felç oldu şerefsizlerin.
Ne yaptıklarını bilemez haldeler.
Ne yazdıklarını da bilmiyorlar...
Televizyonlarından salya akıyor.
Dik durana hırlıyorlar.
Mesela Akın'ın iti Soros gibi.
Ona
'saldır' dediler.
Kudurmuş köpek gibi
SABAH'a
'hev, hev' yaptı.
Hev hev!
***
Paralelci gazeteciler Pensilvanya'dan habersiz tuvalete bile gidemez.
Vücuduna patlayıcı sarmış intihar bombacısı gibiler.
'Patlat' dendi mi kendini imha ederler.
Kudurduklarından nasılsa felç olacak ve nefes alamayacaklar halbuki.
Sözün özü hesap verecekler, hesap!
Pensilvanya'dakinin kirli iç çamaşırını kutsal bir hediyeymiş gibi kabul eden lavuklar bunlar.
Bu iğrençliği nasıl yapıyorlar?
Demek ki kafayı yemişler…
***
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Şuçları Soruşturma Bürosu Savcısı
Serdar Coşkun'un sürdürdüğü Paralel yapı soruşturmasının nereden sızdığı anlaşıldı.
İş İstanbul emniyetindeki örgütün işi...
Emniyetin gizli belgesini Zaman'a servis eden polisleri,
Dumanlı Ekrem kurtarsın şimdi bakalım…
Tabii kendini de…