CHP'nin 'bayrakçı'sı Sonar'ın sahibi Hakan, sonucu gördü. İstanbul ve Ankara'nın elden gittiğini, İzmir'in de sallantıda olduğunu anladı…
Attığı tweetlerle "CHP'de birleşin" diye millete yalvarıyor.

Umut Oran da kendince 'umutlu bir sonuç' almak için ortaya bir yalan attı.
Malum medya da bu yalana sarıldı…
Umut fakirin ekmeği, ye Memet ye…
Hürriyet kurgu haberlerle Cumhurbaşkanı ile Başbakanın arasını açmaya çalışıyor.
Tabii yerse! Fetocu İstanbul polis şeflerinden Ali Fuat Yılmazer de topa 'Başbuğ'u Başbakan tutuklattı' yalanı ile girdi.
Herkes son kozunu oynuyor.
Sebep ortada: Seçimi kaybettiler.
Umdukları dağlara kar yağdı çünkü.
Çıkar yol arıyorlar. CHP'li Umut'un yalanını Hürriyet, Yurt, Aydınlık, Cumhuriyet, Karşı, Zaman, AMK'nın Sözcü'sü gibi gazeteler manşet yaptı.
Halkı kandırmak için.
Ama bunların yalanlarına inanan olmuyor. Umut efendi de HTS mavalıyla montaj kasete legalite katmak istemiş.
Peki HTS nedir?
Geçmişe yönelik ses dosyalarının saklanması mümkün mü?
Ayrıca yasal mı?
Ne böyle bir şey mümkün, Ne de yasal… Ancak, kimin, kimi, ne zaman, ne kadar süreyle, hangi baz istasyonunu kullanarak aradığına ilişkin bilgilere ulaşmak mümkün.
Ama bunun için de zorlu hukuki bir süreç gerekiyor…
Yani 'Benim dayıoğlu kimlerle konuşmuş hele bir bakalım' diyerek bu bilgilere ulaşmak mümkün değil. Çok ciddi bir sebep olmalı.
Bir de bu nedeni kabul edecek savcı...
Ve hakim…
CHP'nin Umut'u, belli ki kafasına göre bir imam bulmuş, takılıyor.
Güya 'sıfırlanın' telefon kayıtlarını ele geçirmiş.
Candaş medyaya da bu yalanı servis etmiş. Telekomünikasyon Yoluyla Yapılan İletişimin Denetlenmesini Düzenleyen 5271 Sayılı Kanun, "Bir suç dolayısıyla yapılan soruşturma ve kovuşturmada, suç işlendiğine ilişkin kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı ve başka suretle delil elde edilmesi imkânının bulunmaması durumunda, hâkim kararıyla şüpheli veya sanığın iletişim sinyal bilgileri değerlendirilebilir" diyor. Umut efendinin yalanı işte burada ortaya çıkıyor.
Kanun çok açık.
Bu bilgilere ulaşmak zor.
Ortada ciddi bir suç olmalı.
Buna karar verecek bir de hakim.
İkinci yalan da paranın miktarıyla ilgili.
İddia edilen para az buz değil. Tam 1 milyar dolar…
Hesap bilmeyen biri bile bu paranın bir TIR'a sığmayacağını anlar.
Kaldı ki bir odaya, Ya da bir kasaya sığsın...
Hesaplanmış bu miktar parayı ancak 200 zırhlı araçla taşımak mümkün. Darbeciler hükümeti yıkmak için bakanlmarı n çocuklarının evlerine nasıl girdilerse, Bilal Erdoğan'ın evine de girip suçüstü yapabilirdi…
Niye yapmadılar? Örneğin yasaya göre MİT TIR'ları Pozantı'da durdurulmalıydı.
Ama paralel savcı şov istediği için Ceyhan'ı seçti…
Aydın Doğan da kamerasını gönderdi. Aynısını Bilal'e de yapılabilirdi…
Niye yapmadılar?..
Umut efendinin iddiası trişkadan nağmedir yani...