Önceki gün ve dün akşam reytinglerin galibi kuşkusuz Başbakan Erdoğan'dı…
İkinciliği Avrupa Parlamentosu Sosyalist Grup Başkanı Hannes Swoboda ile yaşadığı gerginlikle CHP lideri Kılıçdaroğlu aldı…
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's Türkiye'nin kredi notunu yükseltti.
Bu haber de reytinglerde üçüncü sıradaydı.

Doğrusu Başbakanın ABD'de en üst düzeyde karşılanıp ağırlanması milletin gururunu okşadı…
Düşmanların ve bir kısım muhalifin de sinirlerini bozdu…
Hele Moody's haberi çileden çıkmalarına yol açtı.

Obama ile Erdoğan arasında geçen görüşmeler oldukça sıcaktı.
Biliyorum malum kafa yine bir kulp takacak ama olsun…
Bu gerçeği değiştirmez.
Özel görüşmeler sırasında Başbakan Erdoğan, Obama'ya "Barak Hüseyin", Obama da Başbakan'a "Recep Tayyip" diye hitap etti.
Tüm dünyanın merakla takip ettiği Obama-Erdoğan buluşmasının sonuçlarını önümüzdeki günlerde göreceğiz.

Kemal Kılıçdaroğlu ile Swoboda arasında yaşanan gerginlik, sonunda bir skandala dönüştü.
Kılıçdaroğlu "Ben gitmedim"; Hannes Swoboda da "Hayır ben kabul etmedim" diyor.
Tartışma giderek ilginç bir hal aldı.

Sayın Kılıçdaroğlu'nun, yanlışta israr etmesi ve "Mısır'daki sağır sultana kadar gideceğim" şeklindeki sözleri hırsın geldiği noktayı gösteriyor… Reyhanlı acısı yüreklerimizdeki yerini korurken CHP liderinin bunu politika malzemesi yapmasını da ne etik buldum ne de insani…
Ölüm gibi vahim bir olay üzerinden siyasi çıkar beklemek ne kadar doğrudur bunu da takdirlerinize bırakıyorum.

Çok kızabilirsiniz, Öfkeniz tavan yapmış olabilir…
Sorumlu bir yerdeyseniz eğer, kendinizi kontrol etmeyi bilmelisiniz.
Yani kendinize hakim olmak zorundasınız.
Ama CHP lideri böyle yapmadı, yapmıyor.
Ya da yapamadı.
Öfkesini kontrol edemiyor…
Şahsen Hannes Swoboda ile yaşadığı olaya üzüldüm…
Ne de olsa iktidar adayı bir partimizin genel başkanı o.
Keşke böyle bir şey yaşanmasa…

Kılıçdaroğlu da kantarın topuzunu iyice kaçırdı.
Reyhanlı'da teröre kurban giden 52 vatandaşımızı, Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki hükümetin öldürdüğünü söyledi.
Ve 'Katil hükümettir' dedi.
"Erdoğan'ın Esad'dan ne farkı var" sözleri geriye bir şey bırakmadı.
Bu büyük bir ithamdır…
Böyle bir itham için ciddi kanıtlar gerekir.

Bu sözler ve ithamlar, insanları ancak bir başkaldırıya teşvik etmek veya kışkırtmak için söylenebilir.
Çünkü böylesine hassas olaylar bir kıvılcım bekler…
Kıskançlık gözümüzü perdelememeli…
Ve sorumluluğumuzu unutturmamalı.

Moody's notumuzu yükseltti…
Bu güzel bir haberdi…
Ekonomik durumun iyiye gittiğini gösteriyor.
Aynı zamanda yeni yatırımların da işaretidir.
Yani istihdamdır.
İştir, aştır.
Bu güzelliği bozmaya çalışmak iyi niyetle bağdaşmaz…
Boşuna, "Kıskanma çalış, senin de olur" dememişler…