Kaçakçı eşeği…
Bir aydan fazla oldu yazalı…
Amacım Güneydoğu'nun dağlarına döşenmiş bir milyon mayına dikkat çekmek, Bölge insanı ile dağlarda görev yapan Mehmetçiği uyarmaktı.
Ama korktuğum başımıza geldi…
Korhan Yaylası'nda mayına basan iki Mehmetçiğimiz şehit oldu.

Kara mayınları, dost düşman, asker sivil tanımaz…
Haliyle bu mayınlar savaşı da barışı da bilmez…
İki askerimizi bu yüzden kaybettik.

Resmi kayıtlara göre ülkemizin dağında, bayırında ve ovasında bir milyon kara mayını var.
Örgütün döşediği mayınlar bu rakama dâhil midir bilmem.
Bildiğim, bölgenin büyük bölümünün mayın tarlası haline geldiğidir…
Ottawa Sözleşmesi'ne göre Türkiye 1 Mart 2014'e kadar bu mayınları temizlemek zorunda.
Ama nasıl?

'Kaçakçı eşeği' başlıklı yazımı yazdığım 13 Mart tarihinden bir ay sonra Bekir Coşkun da Hükümete ve akillere vurmak için 'Mayın Eşeği' başlıklı bir yazı kaleme aldı.
İçeriği malum…

Adamın biri de, "Tercüme memuru gibi oldular.
Kaçakçı bir 'eşek' bulur nasılsa…
Mayın tarlasına sürer…
Mayına denk gelirse eşek gitti…
Yok, eğer mayına denk gelmezse, kaçakçı zaten eşeğin ayak izine basa basa yürüyüp geçer öte yana…" dedi.

Akıllım ironi yaparak hükümete çatıyor.
Ayrıca akillere de pis bir şekilde hakaret ediyor.
Kandan medet uman sürünün mantığı böyledir işte.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Oktay Öztürk de akilleri, 'Mayın Eşeği'ne bu yüzden benzetti.
Çok çirkin bir hakaret.
Ve barış elçilerine yapılan büyük saygısızlık...
Böyle ahkam kesenler ne yazık ki İP'çilerin kuyruğu olmaktan geri kalmıyor.

Ağrı Dağı eteklerindeki Korhan Yaylası'nda nöbet değişimi sırasında patlayan mayının şehit ettiği jandarma erler Mustafa Altan ve İbrahim Özkıdır'ın Adana ve Gaziantep'teki cenaze törenlerinde yaşananlar, malum takımın neden medet umduğunun bir göstergesi.

Örneğin, CHP Gaziantep Milletvekili Mehmet Şeker, cenaze merasiminde şehit babası Ali Özkıdır'ı, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile telefonda görüştürdü.
Bence sebep siyasi...

Adana'da toprağa verilen şehit Mustafa Altan'ın cenaze namazını kıldıran İl Müftüsü Arif Gökce'nin "Bu sıkıntıların sona ereceği günler yakındır.
Annelerin gözyaşlarının akmaması için dua ediyoruz" şeklindeki
sözlerinden, bazı MHP'lilerin rahatsız olması da siyasidir.

Sevgili okurlar, Allah kimseye evlat acısı yaşatmasın.
Evlat acısı büyük bir acıdır.
Yüreği yakmaz dağlar.
Anneler canhıraş ağlarken, Babaların gözyaşları sel olurken, Beylerin siyasi ikbal için cenazede slogan atması ne kadar doğrudur?
Bu durum acının istismarı ve şehidi siyasi ranta dönüştürmek değil de nedir?

Tabutla siyaset olmaz.
Daha önce de söyledik, terör bitti artık.
Haliyle terör üzerinden oy avcılığıda bitmiştir.
Düne kadar kan siyaseti yapanlar artık ikbal için başka proje üretmek zorundalar…