Dünden beri hiç tadım tuzum yok.
Kara haberi bizim Murat'tan aldım.
"Kayacık'ı duydun mu abi?"
"Yok, ne oldu ki?" dedim.
Kanser olmuş meğer.
Mide kanseri…
***
Ahmet Kayacık, alaylı meslektaşım.
Ve can arkadaşım…
Tırnaklarıyla kazıya kazıya
NTV Trabzon Temsilcisi oldu.
Kurtlar sofrasında yem olmamak için 7 gün 24 saat çalıştı…
Haberin kokusu bazen
Zigana'dan bazen de
Kaçkarlar'dan geldi.
Korku nedir bilmedi.
Teröristi takmadı,
Aluçra'ya,
Şebinkarahisar'a gitti.
Artvin'e sevdalıydı.
Hele de Kafkasör şenliklerine…
Kameramanı
Abidin Kama, önce benim sonra onun yol arkadaşı oldu.
Birlikte de çalıştık.
Hayat dolu, yaşamayı seven bir
Giresun uşağıdır Ahmet.
***
Ne çok hatıramız var birlikte yaşadığımız…
Birini yazmıştım…
Saddam'ın zulmünden kaçıp ülkemize sığınan Peşmergeleri izlemek üzere Türkiye'ye gelen, ancak kaybolan BBC muhabiri
Rosanna Della Casa'yı kırık ayakla aramış ama bulamamıştık.
Giresun'dan önemli bir haberin fotoğraflarını geçeceği sırada telefotonun fişini telefon yerine elektrik prizine takınca cihazı yakmış,
"Turgay Şef'e ne diyeceğim" diye epey korkmuştu…
***
Bir ara
Adana'da da çalışan Ahmet'le yollarımız ayrı düştü…
Ayrı gazetelerde çalıştık…
O Trabzon'da kaldı, ben Adana'ya geldim…
'Haber atlatmak' için birbirimizle çok yarıştık.
Neşeliydi, şendi…
En önemlisi de çok çalışkandı.
Haber dönüşü kaza geçirdiğini öğrenince öldü diye çok korkmuştum.
Kullandığı otomobil,
Maçka'da kamyonla kafa kafaya çarpışmıştı.
Ölümden döndü…
Bir başka gün de
Ardahan-Şavşat karayolunun
Kocabey yaylasında çekim yaptığı kamyonet uçuruma yuvarlandı…
Kameraman
Abidin Kama ile birlikte Azrail'e o gün de çalım atmıştı…
***
Sık sık Karadeniz'den insan manzaralarıyla karşımıza çıkan Kayacık, bu hikayeleri anlatan birçok fotoğraf sergisi de açtı…
Her Karadenizli gibi hamsiye sevdalıydı.
Hamsinin nesli tükenmesin diye ne çok haber yaptı bilseniz…
Aşırı ve bilinçsiz avcılıkla mücadele etti hep.
Haberin olduğu, dahası insanın olduğu her yerde mutlaka o da vardı…
İki oğlu ve eşi Hülya'nın, bir de mesleğinin aşığıydı…
***
Lanet bir hastalıktır kanser…
Eskisi gibi çaresiz değil ama yine de korkutucudur…
Ahmet'e ilk tanı KTÜ'de kondu.
Sanki yüzüne karşı idamını okudu doktor:
"Mide kanseri oldun."
Cesur uşakmış Kayacık, doktorunu soğukkanlılıkla dinledi…
İyi de etti…
Bu meretle başka türlü savaşmak mümkün değil çünkü…
***
Dünyada bu hastalığa en çok Japonya ve Çin gibi Uzakdoğu ülkeleri ile Kuzey Avrupa ve Güney Amerika'da rastlanıyor.
Ülkemizde ise Karadeniz bölgesinde daha çok görülüyor.
Uzmanlara göre bu coğrafi farklılıklar, Mide kanserinde genetik faktörlerin rol oynadığını gösteriyor.
Ahmet feleğin çemberinden geçmiş biridir.
Ne badireler atlattı…
Kaç ölümcül kazadan kurtuldu…
Allah'ın izniyle bundan da kurtulacaktır.