Hafta içerisinde Antalya için üç önemli ve değerli insanın söyledikleri yazımın başlığını oluşturdu.
Dışişleri Bakanımız Sayın Mevlüt Çavuşoğlu, Antalya'da düzenlenen Güçlü Şehirler Ağı 1. Küresel Zirvesi'nde yaptığı konuşmada uluslararası çok ciddi bir özeleştiride bulundu.
Çavuşoğlu, "Koalisyon içinde DAEŞ'e karşı 65 ülkeyiz. Fakat DAEŞ'i yok edecek ortak stratejimiz bile yok. Bölük pörçük bazı stratejilerimiz var. Birçoğu da işlemedi. Arazideki başka radikal gruplardan medet umar hale geldik" diye konuşmuştu.
Sayın Bakan yerden göğe kadar haklı bir özeleştiride bulundu. Bu özeleştirinin adresi belli. Üzerine alınması gerekenler varsa alınırlar ve gerekli dersi çıkartırlar.
Bir başka özeleştiri yapan isim de Antalya Valimiz Sayın Muammer Türker oldu.
Sayın Türker, KONYSİAD'a konuk olarak katıldığı toplantıda EXPO 2016 ile ilgili bir özeleştiri yaptı.
Kimileri konuyu başka ahvallere çekti ama asıl olması gerekeni Sayın Türker yaptı. Türker, "EXPO çok geniş bir alan. O alanda çok yapı var ve birkaç aksaklık olması normaldi. Asıl EXPO'yla ilgili sıkıntının yapılacak kültürel etkinlikler ve tanıtıma ilişkin çalışmaların çok önceden tamamlanıp sunulmasıydı.
Burada zafiyet gösterildi ve istenilen düzeyde olmadı. EXPO açıldığında dahi kültürel etkinlikler takviminin açıklanmamış olması bir eksiklikti. Bu konuda maalesef biraz alaturka bir çalışma içindeyiz. Bir çok şeyi son dakikaya bırakıyoruz. O konu eleştirilebilir.
Herkesin kendine göre gerekçeleri var" demişti.
Tabi Sayın Vali'nin bu cümleleri bazıları tarafından tersten alındı ve konu başka yerlere çekilerek tartışma ortamı yaratıldı.
Kimse bu konuşmaları özeleştiri olarak kabul etmedi ve görmedi.
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Menderes Türel'in de Belediye Meclisi'nde yaptığı konuşmada, EXPO 2016'nın tanıtımına geç başlandığını söylemesi sanırım ciddiye alınması gereken bir özeleştiri oldu. Çünkü bu kentin yaşayanlarını direkt temsil eden birinin özeleştiride bulunması önemli bir konudur.
Literatürlere göre özeleştiri ilerlemenin, gelişmenin temel koşullarından birisidir.
Özeleştiri yapabilen nesiller yetiştirebildiğimiz zaman toplumdaki kargaşanın büyük kısmı son bulur.
Bir başka deyişle özeleştiri yapabilmek bir olgunluktur. Her insan özeleştiri yapabilecek olgunluğa sahip değildir.
Özeleştiri yapabilmek için empati kurma becerisine sahip olmak gerekir.
Şimdi ben diyorum ki "Bugün şikayet ettiğimiz ortamın veya ortamların gelecekte daha sağlıklı bir zeminde sürdürülebilmesi bakımından, evvela yapmamız gereken şey, eleştiri kadar özeleştiriyi de yapmak gerekir." İşte Sayın Çavuşoğlu , Sayın Türker ve Sayın Türel'in 'in de yaptıkları özeleştiriler bunun içindir.
Sağlıcakla kalın.