Büyük usta Yaşar Kemal türküleri; "kırk bin yıl su altında kalmış, yıkanmış, cilalanmış çakıl taşına" benzetir. Bedri Rahmi Eyüboğlu ne de güzel özetler; "Ne zaman bir köy türküsü duysam, şairliğimden utanırım." William Shakespeare, bir ulusun türkülerini yapanların, yasaları yapanlardan daha güçlü olduğunu söyler. Türküler kuşaktan kuşağa aktarılan en güçlü gönül dilidir. Yeşerdiği yörenin izlerini taşır. Sevdaları, isyanları, acıları kıyıya vuran yanık türküler… Orhan Veli'nin "İstanbul Türküsü" şiirini her aklıma geldiğinde deniz kokusu dolar genzime…" İstanbul'da Boğaziçi'nde, Bir garip Orhan Veli'yim. Veli'nin oğluyum. Tarifsiz kederler içindeyim. Rumeli Hisarı'na oturmuşum. Oturmuş da bir türkü tutturmuşum… Sevdalım, boynuna vebalim."

Bu yüzyılın en büyük ozanlarından Neşet Ertaş; "Nerede bir türkü söyleyen görürsen korkma yanına otur. Çünkü kötü insanların türküleri yok" der. Ertaş, Pir Sultan Abdal, Şeyh Galip, Karacaoğlan, Dadaloğlu'nun deyişlerini seslendiren, "Muharrem Usta" diye hitap ettiği babasından aldığı eğitimle bir ekol olur. "Seni ilelebet benimsin sandım/Ölürüm sevdiğim zehirim sensin/Evvelim sen oldun ahirim sensin!" Her bir türküsü dilimize, yüreğimize nakşolmuş. Memleketim Arguvan'ın türküleri de ayrı bir güzeldir; "Aşağıdan gelir eli boş değil/ Söylerim söylemez gönlüm hoş değil/ Bir güzeli bir çirkine vermişler/ Baş yastığı kendisine eş değil…" Her dinlediğimizde aynı tatta kalan türküler; "Çeşm-i Siyahım", "Nem kaldı", "Nemrudun kızı", "Gül yüzün dönme benden", "Dolanı dolanı", "Bir dost bulamadım", "Eşarbını yan bağlama", "Turnam", "Ela gözlüm", "Odam kireçtir benim"…

Çocukluk arkadaşım Fatoş'la geçen hafta Ankara Devlet Türk Halk Müziği Korosu Şefi Necmi Kıran'ı ziyaret ettik. Koro, seçkin repertuvarı, etkinliği, üstlendiği misyonla nadide sanat kurumlarımızın başında geliyor. Necmi Hocam ne de güzel anlattı türkülerin önemini; "Her biri çıktığı yöreden izler taşır. Sinema, tiyatro, Batı müziği hangi sanat, müzik dalı olursa olsun türkülerle başlamalı yolculuğa. Türkü bilen, öğrenen memleketini tanır. Bu dili bilen her işte başarılı olur!" Bu arada, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası ile birlikte Ankara Devlet Türk Halk Müziği Korosu, Ankara Devlet Klasik Müziği Korosu, Devlet Halk Dansları Topluluğu, Türk Dünyası Müzik Topluluğu, Devlet Çoksesli Korosu da yeni CSO binasına taşındı. Kanımca, bu kültür merkezi bu geniş yelpazenin tamamını kapsayan bir isme sahip olmalı. "Cumhurbaşkanlığı Sanat Merkezi" kulağa daha hoş gelmiyor mu? Cumhurbaşkanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, ilgili kurumlara duyurulur! Başkentimiz neden dünyanın müzik merkezlerinden biri olmasın! Türkü tadında güzel bir hafta diliyorum.