Yerle gök arasındaki ahenk, ortak dilimizdir müzik. İster seslerle düşünme sanatı deyin, ister yürekleri iyileştiren merhem. Pablo Neruda ne de güzel özetliyor müziğin önemini; "Ağır ağır ölüyor yolculuğa çıkmayanlar, okumayanlar, müzik dinlemeyenler, gönlünde incelik barındırmayanlar" Yaşamı güzelleştirir, aşkı besteler, ruhu şenlendirir.
Müzikte de dijital dönüşüm kaçınılmaz. Artık single'lar ön plana çıkıyor, albüm kültürü mazide kalıyor. Bu durum müzisyenlerin bir zamanlar uzunçalar fiyatları nedeniyle 45'lik plaklara yönelmelerine benziyor. Kızım Doğa'yla hafta sonu Ankara'da plakçıları dolaştık. Karanfil Pasajı'ndaki Hayri Plak ilk durağımız oldu. Neredeyse kırk yıldır bu işi yapan Hayri Görevin tutkuyla gösteriyor plakları. Blues'dan Jazz'a, Rocck'tan Avangard'a, Fun& Soul'dan dans müziğine kadar her alanda işine vakıf. Dükkânın müdavimleri listesindeyiz artık. Hayri Bey, plak koleksiyonunun biraz maliyetli olduğunu belirterek, "Türkiye'de plak üretimi olmadığı için biraz pahalı. Uzun yıllardır ülkemizde üretim yapılmıyor. Yakında plak üretimi yeniden başlayacak" müjdesini veriyor. Tunalı'da keyifle dolaşılacak plakçılar var. Beatles, Neil Young, Elvis Presley, Pink Floyd plakları 150-200 lira arasında değişiyor. Müzeyyen Senar, Hamiyet Yüceses, Zeki Müren, Safiye Ayla, Erkin Koray, Cem Karaca plaklarına dokunurken adeta müziğe dokunuyor insan.
Peki, gramofon ile pikap arasındaki fark nedir? Dakikadaki dönme sayısına göre 33'lük, 45'lik, 78'lik adını alır plaklar. Vinil plaklardan 33'lük olanlar "long play, uzunçalar" albümün tamamını alır, 45'lilerin de iki yüzünde birer şarkı olur. 1 dakikada 45 kez döndüğünü gösterir. 78'likte de her yüzünde birer şarkı vardır onu özel yapan "taş plak" olmasıdır. Yapıldığı malzeme sert olduğu için bu ismi alır. Hammaddesi zor bulunduğu için 1950'lerden sonra taş plaklar yavaş yavaş ortadan kalkar yerini plastik plaklar alır. Gramofonlar sadece taş plakları çalar, pikaplar da 33, 45'likleri… 45'likler 60'lar, 70'ler ve 80'lerin başında kullanıldığı için, yerli yabancı hemen her türlü müzik türünü dinleme imkânı verir. Rahmetli babamın da çanta pikabı vardı. Geçen yıl kaybettiğimiz değerli edebiyatçımız Küçük İskender'in şu güzel sözüyle müzik dolu bir hafta diliyorum; "Bir plak olsam, Zeki Müren çalsam, bozulsam. Aynı yerde takılsam, hep tekrarlasam; 'Elbet bir gün buluşacağız'