Korku, mantıktan daha kuvvetlidir kimi zaman. Umut ile umutsuzluk arasındaki o ince çizgiyi değiştirir. İnsan doğasının doğal yansımasıdır, pek çok duyguyu tetikler.
Kaynağı ise bilgisizliktir, haddi de yoktur.
Muhakeme, karar mekanizmasını yer bitirir. Aslında "korkunç" olan ta kendisidir. Binlerce can alan bu salgınla tüm dünyada kaygılar, korkular da ortaklaştı. Amerika, İtalya, İspanya başta olmak üzere toplu ölüm haberleri toplumsal travmayı tetikler oldu.
Depresyon, panik, kaygı, paranoya bunun sonucu. En önemli reaksiyon da "akut stres". Kendisi, yakını ya da olaya maruz kalan birine tanıklık etmesi sonrası yaşanan çaresizlik, güvensizlik hali… Uykusuzluk, kabus görme, virüsün yakınlarına bulaşacağı endişesi…Tabi bir de gelecek konusunda belirsizlik, ümitsizlik. İşin doğrusu etkisi doğal afetlerden daha şiddetli ve derin. Gelin kaygılarımızın korkuya dönüşmesine izin vermeyelim.
Unutmayalım ki sağlıklı ve güzel bir yaşam korkunun bittiği yerde başlayacak.
Türkiye, bilimin önderliğinde hızlı ve etkin tedbirlerle mücadeleye davam ediyor.Bilim Kurulu'nun yanı sıra ikinci bir kurul oluşturuluyor.
Bu kurul da salgının psikolojik, sosyolojik ve istatistiksel boyutlarıyla ilgilenecek.
Ortaya koyacağı yeni yaklaşımlarla virüsün sosyo-psikolojik etkileri konusunda önemli rol üstlenecek. Milli Eğitim Bakanlığı da, virüsün öğrenciler, gençler ve aileler üzerinde yarattığı kaygıları azaltmak için bilgilendirme hattı oluşturdu. Bakanlığın "444 0 632" numaralı çağrı merkezinde görevli özel eğitim ve rehberlik öğretmenleri psikososyal destek veriyor.
Vatandaşın sağlığı her şeyin üstünde!
Devlet tüm desteklerini milletin emrine sunmuş durumda. Birey birey güçlü tutmak için seferber. Milletin gelirini, işini korumak için her gün yeni bir destek paketi devreye giriyor. Virüse yakalananların hastane faturasını devlet karşılıyor. Üretim devam ediyor, sanayinin canlı tutulması için kredi muslukları sonuna kadar açılmış durumda.
Hazinemiz, sosyal güvenlik altyapımız, sağlık sistemimiz güçlü. Devlet ile millet el ele verince kazanılmayacak savaş yok. Hadi hep beraber önce bu korku duvarını yıkalım!