İzmir'in değerli kent aydını, kentin kültür hamallarından biri, öğretmen, yazar Recai Şeyhoğlu'ndan bir mail geldi. Şeyhoğlu, İzmir'i yerelde yönetmeye talip, başta büyükşehir olmak üzere, tüm adaylara kültür penceresinden bakarak, bazı önerilerde bulunmuş.
Sevgili Recai Şeyhoğlu ağabeyimiz, şunları söylüyor:
"İzmir'de yaşamak, bu kentin havasını solumak, bir sevinç kaynağı. Bu sevinci, kentlilik bilinciyle donatmak uğruna, hepimiz elimizden geldiğince çaba harcıyoruz. İnanıyorum ki, sizler de böylesi çabalara ilgisiz kalmak istemediğiniz için, yerel seçimlerde İzmir'i yönetmeye aday oldunuz. Hepinize demokratik kültürün egemen olduğu, sağlıklı ve erinçli bir seçim dönemi dilerim.
Sayın adaylar, bilindiği gibi İzmir'de henüz Türkiye Yazarlar Sendikası, Edebiyatçılar Derneği ve PEN'in bir bürosu, buluşma adresi yok. Halkçıkatılımcı- demokrat olduklarını savlayan belediye başkanlarının, bu konuya ilgi göstermeleri, daha önce birçok kez dillendirilse de, sonuç alınamadı. Bir dönem YAZARLAR EVİ projesi, Ahmet Piriştina'nın dikkatine sunuldu (Dinçer Sezgin, Radikal), ancak başarıya ulaşılamadı.
Oysa dünyanın tüm çağdaş ülkelerinde, böylesi mekanlara önem verilir; yazar örgütleri kendilerine özgülenen çatıların altında toplantılar yapar, etkinlikler düzenler, kent kültürüne katkıda bulunurlar.
Ayrıca belediyelere kültürsanat politikaları konusunda yol göstererek bir tür kültür danışmanlığı yapmış olurlar. Belediye başkanları, kamu vicdanının sesi demek olan yazarlarla görüşmeler yaparak kendilerine bir yön çizerler. Aslında bu tür girişimlere şimdiden başlamak gerekli.
Seçim dönemlerinde hemşehri dernekleri, sendikalar, etkili kişiler, esnaf odaları vb. odaklar nasıl ziyaret ediliyorsa, benzer şekilde güzel sanatlar fakülteleri, edebiyat dergileri, tiyatrobale- opera kurumları, yayınevleri, ozan-yazar buluşmalarına tanıklık yapan kitabevleri de ziyaret edilmeli ve adaylar hem bakış açılarına yeni bir boyut kazandırmalı hem de İzmir'i bir bütün olarak kucaklamalıdırlar.
Göreve geldiklerinde, kendilerine kültür-sanat danışmanlığı yapacak olan kişileri belirlerken de, bu örgütlerin rehberliğinden yararlanmanın yolunu şimdiden aramalıdırlar.
Şurası çok önemli çünkü:
Bir belediye başkanının kültür sanat danışmanı, "arkadaş, hemşehri, arkadaşının eşi, dostunun dostu, bölgecilik" gibi feodal kartlarla değil "yeterlilik" kartıyla seçilmelidir.
Böyle bir seçim de, ancak yazar örgütlerinin görüşünün alınmasıyla mümkündür.
Kısacası belediye başkanlarının kenti iyi yönetiyor olmaları, danışmanlarının seçiminde gösterdiği özenle ilişkili. İşin içine kültür ve sanat gibi geniş bir pencere girince, bu seçim çok daha fazla önem kazanıyor.
Dikkatinize sunar, duyarlılık ve başarılar dilerim.
" Sevgili Recai Şeyoğlu'nun yazdıklarına katılıyorum. Doğru bir yaklaşım. Kanımca İzmir'i yönetmeye talip olan tüm adaylar, bu yaklaşımı ciddiye almalı.