İzmir'de yerel seçim yarışının başlamasıyla birlikte, siyaset kazanı da kaynıyor. Yarışın çok rekabetçi ve hızlı geçeceğinin en önemli göstergesi, dün İzmir'de Halkapınar Spor Salonu'nda karşılaştığımız heyecanlı manzaraydı.
AK Parti'nin ilçe adayları da, bizim mesleğimizde artık klasikleşen söylemle, dün hep birlikte sahaya inmiş oldular. AK Parti'nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım, salona eşiyle birlikte girdiğinde büyük bir coşku yaşandı. Ayrıca tepkilerden anlaşıldı ki; AK Parti teşkilatı, ilçe adaylarını benimsemiş, sahiplenmiş, bütünlüklü bir tablo oluşmuş.
YARIŞA ÖNCE BAŞLADI
AK Parti yola çıkarken; seçtiği adaylarla, en önemli ilk adımı atmış oldu. Ayrıca tüm adaylarını, İzmir'de iktidar olan CHP'den önce açıklayarak, yarışa daha hızlı başladı. Binali Yıldırım, son yıllarda Türkiye'nin tanık olduğu, en başarılı bakanlardan biri. Hakkını vermek gerekir; Ulaştırma Haberleşme ve Denizcilik Bakanlığı'nda, çok başarılı bir görev süreci geçirdi. Kişilik olarak 'sahici', 'pozitif' yapıda bir insan. Çalışkan, tecrübeli, ufku açık, nitelikli, icra odaklı bir yönetici.
Siyaset yapma anlayışı, işe ve hizmete dayanıyor. Seçim sürecinde de, kendisine uygun bir üslup ile "Sevgi, saygı ve samimiyet"i kapsayan yaklaşımı temel alacağına işaret etti.
Sonuçta dün İzmir'de, AK Parti cephesinden, zorlu yarışın startı verilmiş oldu. İzmir'de yerel seçim yarışının, negatif siyaset üzerine kurulu değil, seçmenlere projelerin anlatılacağı, pozitif üslubun öne çıkacağı, İzmir'e yakışan bir yarış olmasını diliyoruz. Elbette farklı bir seçim sürecindeyiz; genel politika, yerel politikayı temelinden etkiliyor. Ama tüm bu tabloya rağmen; İzmir yerel seçimlerde en ilginç, bıçak sırtında, zorlu, dikkat çekici mücadelenin yaşanacağı bir şehir olacağa benziyor. Yerel seçim yarışı CHP'nin de adaylarını açıklamasıyla daha renklenecektir. Hep birlikte izleyeceğiz.