'Gök girsin kızıl çıksın' Türk tarihinin en önemli yeminlerindendir…
'Yeni su verilmiş çelik üzerindeki mavi rengi görmedikçe anlamı kavranılamayan' yemindir.
'Kızıl' ise kanın rengidir...
Ayrıca Türklerde silah üzerine yemin etme geleneğinin ilk örneğidir.
Kılıç kabzası tutularak söylenen bu yeminin anlamı "eğer sözümde durmazsam bu kılıç bedenime gök gibi girsin, kanıma bulanarak çıkın"dır.
O yemin birkaç gündür Suriye semalarında hayat buluyor.
Şehitlerimizin kanı yerde mi kalsın?
Öcü alınmayacak mıydı?
Bu bir yemindir…
Günümüzde ise bayrak ve silah üzerine o yemin edilir.
Beyin özürlü, tarihten bi haber sözüm ona sosyal medya ve klavye silahşörleri şehitlerimiz üzerinden her türlü saldırıyı hayata geçirdi.
Şehit sayısı üzerinden saldırıya geçen hadsizler…
Alçaksınız…
Adisiniz.
Bayrağa, ülkeye ve ülkenin değerlerine saldırmak sizin gezi-zekalı geçmişinize dayanıyor.
Ülkenizin yanında durmak bu kadar zor mu?
İşte size bir şehit babasının metaneti… 'Hiç şikâyetim yok' diyen şehit polis memuru Ahmet Alp Taşdemir'in babası İbrahim Taşdemir; 'Bizim ecdadımız, yüzyıllar boyunca hilali ezanı bayrağımızı yücelttiler.
Hilal, ezan, bayrak inşallah necip milletin omuzlarında yücelmeye devam edecek.
Benim oğlum elhamdülillah, peygamberlerin yanındaki makam olan şahadet makamına ulaştı. Oğlum doğduğunda doğumu ile bizi şereflendirmişti.
Şehit oldu şahadeti ile bizi şereflendirdi.
Onun için ben rabbimin hükmüne boyun eğdim.
Hiç şikâyetim yok.
Rabbimizden gelen başım gözüm üstüne.
Bizim ümmetimiz milletimiz vatanımız sağ olsun.
Allah bu millete zeval vermesin.' Amin… Amin… Amin..
Bu ne güzel yürek…
Bu nasıl bir teslimiyet…
İşte eli, ayağı öpülesi baba, gerçek mümin…
Biz senden de oğlundan da razıyız…
Allah senden ve oğlundan razı olsun.