İçeriden ve dışarıdan gelen tüm saldırılara rağmen bu topraklarda tutunmayı başarmış milletin adıdır; Türk...
Malazgirt Zaferi'nin 947'nci yıldönümü görkemli bir törenle kutlandı.
Türk milletinin 26 Ağustos 1071'de başlattığı yürüyüş 30 Ağustos 1922'de kazanılan zaferin ardından 'Cumhuriyet'le taçlandı.
Aynı ruh 15 Temmuz 2016'da ülkeyi işgal girişimine karşı korudu.
15 Temmuz'daki milletin direnişi Malazgirt ruhunun bugünde ilk günkü gibi dimdik ayakta olduğunu gösterdi.
Bu ruh hayatta oldukça ülkemizin geleceğine dair kaygılara yer yok.
Türkiye'min geleceğe dair emin adımlarla yürüyüşü bu ruh sayesinde devam edecektir.
Asırlardır içeriden ve dışarıdan gelen tüm saldırıları bertaraf etmeyi başarmış milletin evlatları olarak geleceği tesis etmenin bu 'ruh'ta yattığını belirtmek gerekir. Birlik ve beraberliğimizi korumanın temel harcıdır Malazgirt ruhu...
Türklere Anadolu'nun kapısını açan 1071 Malazgirt Zaferi sadece tarih kitaplarında yerini alan yaşanmışlık değil... O yaşanmışlık bu milletin ruhunu oluşturan mayadır. Hiçbir dönem vatan söz konusu olduğunda 'gözünü budaktan' esirgemedi... 'Can'ı, 'Canan'ı hesap dahi etmedi... Vatansız yaşamı tercih etmedi. Zaferi ölümle taçlandırdı...
Ölünecekse adam gibi ölünmeyi bildi.
Bayrağı, vatan toprağını ve ezanı kutsal bildi... Her şeyinden geçti. Ama bu üçlüden asla...
'Ya istiklal, ya izmihlal' anlayışı ile çıkılan yolda Türk milletinin neler başarabileceğini gösterdi.
Bağımsızlık için neleri göze alabileceğimizin en yakın tanığı 15 Temmuz...
Hiçbir saldırı bu milletin istikbalini ve istiklalini pranga altına alamayacaktır.