Nerede o eski bayramlar... Bugün bayramın ikinci günü... Ankara'da bayramlar siyah beyazlı dönemlerde daha renkli kutlanırdı. Şimdilerin bayramı renkli dünyamızın siyah beyazı...
Sağlık elverdiğince Ramazanın olmazsa olmazı orucumuzu tutmaya ibadetlerimizi yapmaya çalıştık. Sevgi, hoşgörü ve kardeşlik çerçevesinde dinimizin gerekliliğini yerine getirdik.
Bugün Ramazan Bayramının ikinci günü... Arife günü ebediyete intikal eden sevdiklerimizi ve büyüklerimizi ziyaretle bayramın gelişini kutlamaya başladık. Mezar ziyaretinin ardından akşam son iftar yemeği ile bayram namazı için yeni günün doğuşuna tanıklık ettik.
Eskiyi aradığımız günümüzde 'Eski Bayramlar' diye kuracağımız cümlenin içinde daha samimi, daha sıcak, daha butik günleri yâd ediyoruz. Hayat siyah beyazdı...
Ama bayramlarımız renkliydi. Tıpkı küçük dünyamızı renklendiren şekerlemeler gibi. Yerini çikolatalar aldı... Ne var ki o günün şekerlemelerinin tadını vermiyor. Komşu ziyaretleri günümüzde tatillerle yer değiştirdi. Ne bayram sohbetinin ne de bayram gezmelerinin yerini doldurmamız mümkün değil.
Hiç çatapatı olmayan çocukların bayramı bu bayram... Bizim nelerimiz yoktu ki? Küçük bir poşete toplanan şekerlerin hazzı şimdilerde yaşanmıyor. Bayram temizliklerini yapan annemiz bugün bayram tatili için valiz hazırlar oldu. Eski deyip eskitemediğimiz bayramlarımızın kutlanma şekli zamana yenik düştü.
Bizden sonraki kuşaklar bayram yazısı yazamayacak... 'Nerede o eski bayramlar' diyemeyecek. 'Nerede o eski bayram tatilleri' diye kurulan bir cümle ile geçmişi yâd edecekler.
Hal böyle olunca hadi eskiyi aramamak adına sevdiklerimize koşalım. İlk durağımız kaybettiğimiz yakınlarımız olsun. Bugün bayram öncesi... Arife... Mezar ziyareti yaptım... Dualarımızı bekledikleri gibi bizi de bekliyorlar bilesiniz...
Bayramla kalın, mutlu ve eski bayramlarınız olsun...