Güzel ülkemin sokaklarını ateşe verenlerin insanlıkla ne kadar ilintili olduğunu düşünüyorum. Hani bazen çıkış yolu bulamadığınız olur ya… Benimkisi de öyle bir şey.
Bir türlü hafızamın almadığı, bir yere oturtamadığım türden… 'Bunları yapan, yaptıran, sokağa davet eden, sonrada tıpış tıpış terleyen pardon boncuk boncuk terleyen insan olabilir mi?' diye düşünüyorum.
'Hay aklınla bin yaşa'…
Düşünme yetimizin olduğunu fark ediyorum.
Düşündüğüme göre düşünüyorlardır.
Düşünüyoruzdur. Ama düşünmeyenlerin de olduğu bir gerçeği yok sayamayız.
İnsanlık söz konusu ise yine bir duraksıyorum.
Çıkış yolu bulamadığıma göre Vikipedi'den şu insan tarifine bir bakayım istedim. Vikipedi'ye göre; 'Dik duruşa, görece gelişmiş bir beyine, soyut düşünme yeteneğine, konuşma (dil kullanma) kabiliyetine sahiptir. Bu yetenekleri Dünya'daki diğer türlerden farklı olarak kullanış amacı geniş araç-gereç yapımına imkan sağlamıştır.
Kendisinin farkında olması, rasyonelliği ve zekası gibi yüksek seviyede düşünmesini sağlayan özellikler insanı 'insan' yapan nitelikler olarak sayılmaktadır' deniyor. 'İnsanı insan yapan zekaya sahiptir' ne güzel bir tarif. "Peki bu tarife girmeyenlere ne denir" diye bir kaynakça arıyorum. Yok canım… 'Aramana dahi gerek yok diyor' Google paşa… Biz dönelim insanlığa ders konumuza…
Ortadoğu coğrafyasının kan gölüne döndüğü, barut kokularının eksik olmadığı günleri yaşıyoruz.
İnsanlığın ciddi bir sınavdan geçtiği günlere tanıklık ediyoruz.
Tüm bu yaşananlara ve yaşanmışlıklara rağmen bölgesinde istikrar abidesi gibi durmak bir yana 'insanlığa' açık ders niteliği taşıyan ülkemin yaptıklarına.
Tüm dünya ne olacağını izlemekle yetiniyor. Biz izlemeyi bırakın insanlığa ders verircesine oradaki kardeşlerimizin yardımına koşuyoruz.
Rakamlar açık seçik ortada… Yapılanlar dudak uçuklatacak cinsten. Biz sınırımızda 'insanlığın ölmediğini' sahneye koyarken, içimizdeki hainler 'insanlığı öldürüyor'… Diyarbakırlı acılı babanın haykırışını izlerken kanım dondu. Gözyaşlarına boğuldum. İnancın, ülkesine bağlılığın, insanlığın simgesi gibiydi.
Oğlunun yetim, yoksul, ihtiyaç sahiplerine kurban eti dağıttığını söyleyip hunharca nasıl öldürüldüğünü sorguluyordu.
'Kürdüm, müslümanım, bunun bedeli şahadet ise bende varım' diyordu.
Elhamdülillah, bu ülkenin bölünmez bütünlüğündeki harcı, kardeşliğimizdeki sağlam mayanın simgesiydi. Laneti, 'sokağa dökülün' diyenlereydi.
Öyle bir dua öyle bir serzenişte bulundu ki, nefes alıp vermediğimi hissettim. 'Adam gibi adam' dediğimiz türden eli öpülesi bu acılı babanın söylediklerine kulak verin lütfen. Yoksa bu kanda sizin terörle yeşeren siyasetiniz boğulacak. Barışında, barış sürecinin de, kardeşliğinde sahibi 77 milyon Türkiyeli… Vandalizm ile bir yere varamayacaksınız.
Yakıp yıkmakla insanlığınızı sorgulatıyorsunuz. Bu toplum, bu ülke birlikte kardeşçe yaşamaya yeminli hala anlamadınız mı? Yazıklar olsun size… İnsan olmayı bir deneseniz…
İnsanlığın ölmediği kardeşliğin daha da pekiştiği sağlık ve mutluluk dolu bir hafta olsun…