Meteoroloji uyarmış kime ne? Genelgeler yayımlanmış nire! Fetvalar çıkartılmış kulaklar tıkalı. Sonrası güzelim mevsimin ilk karı ile beyaza bürünen Başkent…
Mevsim kış, kar geldi gelecek, bilinen bir şey. Bunu bilmek ya da tahmin etmek için kahin olmaya gerek yok ki. Meteoroloji Genel Müdürlüğü, değil gününü, saatini, dakikasını dahi belirtiyor.
Biz medya kuruluşları sorumluluğumuz gereği bu bilgileri gazete, TV ve radyolardan tabir yerindeyse bangır bangır bağırıyoruz. 'E' de o zaman arıza nerede?
Her dara düştüğümüzde, her başımız sıkıştığında faturayı kesecek bir yer buluyoruz ya.
Buluyoruz da kendimize bir dönüp bakmayı bir türlü akıl edemiyoruz. 'Valilik suçlu, büyükşehir tuzlamıyor, emniyet tedbir almıyor!' Peki, sen ne yaptın? Aracın bakımsız. Lastikler yazdan kalma. Sonra mı? İşte o sonrasına Başkent'te ne yaşanıyor dercesine geceyi arşınladım.
Kayanlar mı ararsın. Yolda kalan mı? Aracını yol kenarına bırakıp kaçan mı?
Ben bu şehrin entellektüel zenginliğini seviyorum da sorumsuz yapısını asla… Hatta entellektüel kimliğimizin içindeki saygısızlığı kabul edemiyorum.
Başkent trafiğini sorunlu hale kim getiriyor? Ben ve siz… Sizin yanınızdakiler. Kural tanımaz, bir şey olmaz tavrımız diğerlerinin hakkını gaspa girmiyor mu? Sonrası mı? İşte gazete başlıkları; 'Başkent'te kar esareti…'
Karın esareti filan yok. Bizlerin sorumsuzluğu, vurdumduymazlığı yok mu?
Mevsime haksızlık etmeyelim. Hep bir beklenti içinde olmak yerine beklentiyi karşılayan olmalıyız.
Her mevsim kendi güzelliklerini içinde barındırır. Kar beyazdır. Kar güzellik ve mutluluktur…
Öyleyse tüm güzelliklerin yaşandığı mutlu bir hafta olsun…