Hak aramanın yöntemi bu olmamalı. İstanbul Taksim Gezi Parkı'nda başlayan eylemin Ankara ayağına değinmek istiyorum. Kişisel birikimler zamanla öfkeye ve patlamalara yol açar.
Toplumsal sıkışmaların da patlamaya dönüşmesi doğal bir süreçtir. Ancak bu sürecin demokratik haklar çerçevesinde ele alınıp kamu ile kişisel mal ve mülke zarar verir hale geldiyse düşünmek gerekir.
Ankara'nın çeşitli semtlerinde 'eylem yapıyoruz', 'bu demokratik hakkımız' başlıkları altına gizlenerek benim hakkıma tecavüz edemezsin. Doğadan, çevreden yola çıkacaksın önce doğaya ve çevreye zarar vereceksin. Yok arkadaş bu ne eylem ne de demokratik yollardan hak aramaktır. Bunun adı düpedüz benim hakkımın gaspı, doğayı tahribat ve çevreye zarar vermektir.
Benim güzel ülkemin huzurunu bozma cihetine gideceksin, Ankaram'ı yakıp yıkacaksın, kırıp dökeceksin sonra buna masum kılıf arayacaksın. Yok öyle yağma… Eylemi de adam gibi tepkiyi de insan gibi yapacaksın. Özgürlük, demokrasi naraları atarak bana, benim malıma zarar vermeyeceksin. Bu tür eylemler provoke etmeye çok müsait… Gezi Parkı eyleminden siyasi rant devşirmek isteyen zavallıları gördükçe düştükleri duruma üzüldüm.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'in twittlerine bakıldığında tepkisi ve üzüntüsünü görmek mümkün. Ağaçlara, kaldırımlara, dükkanlara, otobüslere, banka ATM'lerine zarar vermek midir hak aramak?
Sosyal medyada yapılan haberleri duyduğunuzda ise küçük dilinizi yutmayın.
Bunlar "Antalya'da 2 ölü", "Ankara kolu bacağı kopanlar", "İstanbul'da 4 ölü birçok ağır yaralı", "Binlerce polis memuru istifa etti" haberleri… Soruyorum bu mudur? Bir ülkeyi sevmek… Özgürlük, demokrasi!.. Nasıl bir çirkinlik? Bir taraftan haber alma özgürlüğünden söz edeceksiniz bir taraftan o özgürlüğün sınırlarını aşacaksın.
Söz doğadan açılmışken SABAH Gazetesi olarak aldığımız doğa ve çevre ödüllerinden söz etmek istiyorum. Tüketici ve Çevre Eğitim Vakfı'nın (TÜKÇEV) düzenlediği Doğa ve Çevre Medya Ödül Töreni'nde SABAH Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Erdal Şafak, SABAH yazarı Figen Yanık ile SABAH Ankara Yayın Yönetmeni olarak bendeniz çevre ve doğanın korunmasına ilişkin yayımlarımızdan dolayı ödüle layık bulunduk. TÜKÇEV yönetimine teşekkür ediyorum. Gezi Parkı'nda değildim, Kızılay'a gidip ağaçlara zarar vermedim. Ama doğayı koruyacağıma dair tüm çocuklara ve iki oğluma söz veriyorum.
Eylemlerin bahane edilerek çevreye zarar verilmediği, mutlu, sağlıklı bir hafta diliyorum…