Türkiye'nin en iyi haber sitesi
GÜRCAN BİLGİÇ

Formanın hakkı

Sanki maç öncesindeki rakip analizinde Daum oyuncularına, "Sakın top rakipteyken üstlerine gitmeyin. Baskı falan da yapmaya kalkışmayın. Nazik yerlerinizi incitmeyin. Topun ayağınıza gelmesini bekleyin" demiş.
O; öve öve bitiremediğimiz arzulu, hırçın, ısıran ve isteyen Fenerbahçe takımı yine boş vermişlerin karması haline gelmişti. Biri veya ikisi olsa bu formsuzluğun içinde perşembenin yorgunluğu deyip geçeceğiz ama, sağ bekinden sol açığına kadar topa "yabancı"ydılar. Alex, Barış Ataş tarafından markajlanmış, Özer ise ayakta duramaz halde organizasyonu üstlenmişti. Ziya Hoca, Fenerbahçe'den puan alan her takım gibi iki forvetten vazgeçmeyerek sahadaydı. Ertuğrul Sağlam'ın tek forvetli (Sercan) düzeninin "felakete davet" anlamına geldiğini uzun zaman önce fark edip, pozisyonların peşini bırakmayan ama mücadeleden de vazgeçmeyen anlayışla oynuyordu maçı. Böylesine sıkışan maçın bekler tarafından açılmasını bekliyorduk. Hücumu çeşitlendirmek tek çareyken, Semih-Alex ikilisinin üretken olamayışları da Kadıköy gecesinin sıkıntılı dakikalara çıkardığı davetiyeydi.

DAUM NEDEN GÜİZA'YI ALDI?
Diyarbakır'ın iki müthiş fırsatı ve 26'da hakemin Bilica'ya "son adamdan" çıkarmadığı bir kırmızı kart vardı. Bir anda dengelerin alt üst olabileceği anların eşiğinde gezerken, Fenerbahçe'yi ateşleyecek "iksir" ne sahadan, ne de tribünlerden geliyordu.
Özer'in sakatlanmasının ardından Daum, Guiza'yı attı sahaya. Neden?
Mehmet Topuz ilk dakikadan beri sol kulvarda "etkisiz" eleman gibi dolaşırken, Hamle hakkını Vederson'dan yana kullanmaması mantık taşımıyordu. Emre'nin çizgiye gelmesi, Alex'in orta göbeğe yaklaşması, zaten olmayan takım direncini yerle bir etti. Ama Daum bu... 25 yıllık tecrübesi, o'na atak oynamayı sahaya bir fazla forvet atmak olarak öğretmiş. Böylesine bir maçta kontrolü ele almak yerine, doldur- boşaltların tesadüfüne sırtını dayadı. (Bu arada bir kontratakta Guiza'nın sol beki aldığında, Santos daha orta sahaya gelmemişti.) Kendilerini dev aynasında görüp, rakibinin yarısı kadar mücadele etmeyenlerin başına neler geldiğini daha önceki maçlarda anlamaları gerekirdi. "Bu ders olsun" klişesi ya da zeminin kötülüğünü de mazeretleri olamaz. Formanın hak ettiği teri akıtmazsan, kendi sahanda son dakikada attığı beraberlik golüne sevinirsin. Nokta...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA