Fenerbahçe'nin tempolu oynayacak kadro yapısında olmadığını savunuluyordu. Benim aklım almıyordu ama, Daum'un bekleyen ve önleyen taktiğinin nedenini altında bu kadro yapısının olması iddia edildi hep... Ben de hep karşı çıktım.
Fox TV'deki son programda Ersun Yanal ile sonunda orta noktaya geldik. Güiza, Alex, Santos, Kazım ve Carlos... Yanal bu beş oyuncudan üçünün olmaması halinde, Fenerbahçe'nin tempolu bir takım olacağı noktasına geldi.
Bükreş'te, önde basan takımın iki tetikçisi Özer Hurmacı ve Emre Belözoğlu'ydu. Kazım da bu ikiliye uymak zorunda kalınca, kendi kalelerinden uzak, rakip ceza alanı çevresinde bir oyun tarzı izlemeye başladık.
Karşılaşma sonrasında Daum'dan, sahadaki kadrodan mesaj almasını beklediğimizi yazmıştık. Galatasaray maçında Alex'i feda edemedi ama Santos'u kulübesine çekti. Kazım'ın hücum preslerinden bir net pozisyon, bir de penaltı buldu.
İsimlere saplanmadan, performanslar üzerinden hareket edildiğinde ve buna göre takım kurulduğunda Fenerbahçe takımı tempolu, dinamik, bol pozisyonlu ve rakibi tehdit eden oyunun kralını oynayacak durumda. Sadece birisinin (!) buna karar, birisinin (!) de izin vermesi gerekiyor...